Kur’an’da Münafıkların Özellikleri

Kur’an’da Münafıkların Özellikleri

Nisa Suresi 142. ayetinde münafıkların özellikleri sayılıyor. Mümin bir insanda bu özelliklerin bulunmaması gerekir. Bu yüzden kendimizi Kur’an-ı Kerim’deki bu ayette ölçüye vurabiliriz.

Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya

Şüphesiz münafıklar Allah’ı aldatmaya çalışıyorlar; Halbuki Allah onların hilelerini kendi başlarına geçirmiştir. Onlar namaza kalktıklarında üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah’ı da pek az anarlar.
Nisa, 4/142.

Bu ayette münafıkların özellikleri sayılıyor. Mümin bir insanda bu özelliklerin bulunmaması gerekir. Bu yüzden kendimizi bu ayette ölçüye vurabiliriz. Bizde nifaktan bir iz olup olmadığını anlayabiliriz ve ona göre kendimize çeki düzen verebiliriz.

Münafıkların birinci özelliği Allah’ı aldatmaya çalışmalarıdır. Bir insanın Allah’ı aldatmaya çalışması bile onun imanın olmadığını gösterir. Bakara suresi sekiz ve dokuzuncu ayetlerde konu açıklığa kavuşturulur ve şöyle denir: “İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde ‘Allah’a ve Ahiret gününe inandık’ derler. Çünkü onlar, güya müminleri ve Allah’ı aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir.”

Münafıklar gücün, idarenin Müslümanların elinde olduğu zamanlarda ortaya çıkarlar. Mümin olduklarını söyleyip Müslümanlardan faydalanmak isterler. Diğer taraftan inançsız insanların yanlarına gelerek bu defa da onlarla dost olduklarını, onlardan olduklarını söylerler. Bunu yapmakla haşa Allah’ı ve müminleri kandıracaklarını zannederler. Halbuki onlar kendilerini kandırıyor. Çünkü iman etmeden iman etmiş gibi görünmek, onlara dünyada dünyalık bakımından bir fayda verse dahi, ahirette hiçbir fayda vermeyecek, açık inkar edenlerden daha fazla azaba maruz kalacaklardır. Kur’an münafıkların bu durumlarını gözler önüne seriyor ki, onlar bu kötü durumdan kendilerini kurtarsınlar.

İkinci olarak münafıkların özelliği, namaza üşenerek kalkmalarıdır. Yani namaz Hz. Muhammed’in (s.a.v) buyurduğu gibi onların gözünün aydınlığı olmamıştır. Namazı sevmezler. Namaz onlara sevdirilmemiştir. Namaz onları, onlar da namazı sevmez. Bu yüzden namazı ağırdan alırlar. Allah’a imanı olmadığından namazda göze olmaz böyle kimselerin. Namazlarını isteyerek, severek, coşkuyla, aşkıyla, sevgiyle kılmazlar.

Diğer taraftan namazı gösteriş için kılarlar. Kendilerini Müslüman sansınlar diye kılarlar. Bir de Allah’ı çok zikretmezler, anmazlar. Tefsirler de bunun da namaz anlamına geldiğini beyan ediyorlar. Buna göre tenhalarda, yalnız başına kaldıklarında namaz kılmazlar, Allah’ı anmazlar. Ama Müslümanların yanlarında bulunduklarında namaz kılarlar. Onu da üşene üşene zorla kılarlar. Bu da zaten Allah’ı gerçek anlamda hatırlamak değildir. Sadece göstermelik bir şeydir.

Bu tip insanlarla arkadaşlık yaptığınızda, Allah’tan, İslam’dan, dinden imandan hiç bahsetmediklerini, ama dünya işlerine ve sohbetlerine gırtlaklarına kadar battıklarını görürsünüz.

Allah’ım sen bizi namazın hakkını veren kullarından eyle. Sen bize namazı sevdir. Namazı bizim gözümüzün aydınlığı yap.

www.muhabbetmedya.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.