Kuran-ı Kerim’e göre bir araya gelince konuşmalarımız nasıl olmalı?
Kuran-ı Kerim’e göre nasıl konuşmalıyız? Kur’an’da, Nisa Suresi’nin 114. ayeti konuşma ile ilgili ayetler arasında insanların bir araya gelerek yaptıkları konuşmaların nasıl olması gerektiğini bildiriyor.
Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya
Onların fısıldaşmalarının bir çoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka, yahut iyilik, yahut da insanların arasını düzeltmeyi isteyenlerin fısıldaşmaları müstesna. Kim Allah’ın rızasını kazanmak için onu yaparsa, biz ona yakında büyük bir mükafat vereceğiz.
(Nisa, 4/114)
Bu ayet insanların görmeyeceği ve duymayacağı yerlerde birkaç kişinin bir araya gelerek yaptıkları konuşmaların nasıl olması gerektiğini bildiriyor. Bir hadis-i şerifte peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Şu hususlar müstesna insanının bütün konuşmaları onun aleyhinedir: İyiliği emir, kötülükten uzaklaştırmak ve Allah’ı zikretmek.”
Bir araya geldiğimiz zaman ne konuşuyoruz? Niçin bir araya geliyoruz? Günümüzde bunun sorgulanması lazım. Üç beş kişi bir araya geldiğinde ya dedikodu yapıyor, gıybet yapıyor. Ya da havadan sudan şeylerden bahsediyor. Kimilerinin de takıntısı vardır. Nerede toplanılsa, araba ve ev konusunu gündeme getirir. Halbuki ev ya da araba alacağı için değil. Konuşacak bir şey bulamadığı için. Bu ayet ve konuyla ilgili hadisler, müminlerin bir araya geldiklerinde aralarında ne konuşmaları gerektiğinin çerçevesini çiziyor.
Bir araya gelmelerimiz, toplanıp dağılmamalarımız hep iman ve İslam boyutlu olmalı. Nitekim, Mücadele Suresi 9’uncu ayette de, “Ey iman edenler. Aranızda gizli konuşacağınız zaman günahı, düşmanlığı ve Peygamber’e karşı gelmeyi fısıldamayın. İyilik ve takvayı konuşun. Huzuruna toplanacağınız Allah’tan korkun” buyruluyor. Çünkü Allah üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsüdür. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısıdır. (Mücadele, 58/7)
Öyleyse hem İslam’ın, müslümanların aleyhinde konuşulmayacak, onlara komplo kurmaya çalışılmayacak. Hem de boş şeyler konuşulmayacak. Anlamsız, faydasız şeyler konuşulmayacak. Bir hadis-i şerifte bildirildiği gibi bir kişinin malayani şeyleri terk etmesi kişinin İslam’ının güzelliklerindendir. O halde bir araya geldiğimizde, birbirimizle konuştuğumuzda, her şeyden önce ayette dikkat çekildiği gibi, ya sadaka konuşulacak. Etrafımızdaki fakir fukara tespit edilip onlara nasıl yardımlar yapılacağı sohbet mevzu yapılacak. Zekatımızı kimlere verebileceğimiz bahis konusu yapılacak. Bu, insanlara menfaat vermeyi ifade ediyor. Marufu emretmek de insanlara faydalı olmanın bir başka yoludur. Hadisler iyiliği emretmekle birlikte, kötülükten de sakındırmayı da zikrediyor.
O halde üç beş kişi bir araya geldiğimizde mevzuları emir ve nehiylere getirmemiz gerekir.
Üçüncü olarak da insanların arasını düzeltmek geliyor. Bu da insanlardan zararları uzaklaştırmaktır. Arası bozuk olanların arasını düzeltmek de önemli bir görevdir. Hadislerde Allah’ı zikretmek de anılıyor. Yani bir araya gelmelerimizde birbirimize Allah’ı hatırlatmalıyız. Nitekim Asr suresinde hüsrana uğramaktan kurtulanların iman edenler, salih amel işleyenler ve birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler olduğu bildiriliyor. O halde bir birlerimize Allah’ı hatırlatmak, doğru olanları hatırlatmak, musibetlere ve günahlara karşı sabırlı olmayı tavsiye etmek de gerekiyor.
Bunlar elbette ki dünyevi mübah olan işlerimiz için konuşmaya engel değildir. Burada zikredilenler birkaç kişi bir araya gelip toplanıldığında üzerinde durulması gereken mevzularla ilgilidir. Ayetin sonunda bütün bunların da gösteriş için ya da şahsi menfaat için değil Allah için yapılmasının önemine işaret ediliyor. O halde bu tür sohbetlerde bile ihlas birinci derecede önemlidir. Yani insanın niyetinin halis olması gereklidir. Çünkü ameller niyetlere göredir.
Cenab-ı Hak bizleri sohbetleri Allah için olan kullarından eylesin. Amin.
www.muhabbetmedya.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.