Kur’an-ı Kerim’de geçen ‘Her ümmetin ecelinin olması’ ne demek? Müslümanların eceli…

Kur’an-ı Kerim’de geçen ‘Her ümmetin ecelinin olması’ ne demek? Müslümanların eceli…

Kur’an-ı Kerim’de Araf Suresi 34. ayette geçen ‘Her ümmetin ecelinin olması’ ifadesi ne anlama geliyor? Bu ayet Kur’an-ı Kerim’de geçen bir çok ayet gibi farklı katmanları ve farklı muhatapları olduğundan Müslümanlara da hitap eden bir yönü var

Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya

“Her ümmetin mukadder bir eceli vardır. Ecelleri geldiğinde ne bir an geriye atabilirler, ne de bir an ileriye alabilirler.

(Araf, 7/34)

Büyük ya da küçük topluluklara, toplumlara ümmet denmektedir. Dünyaya gelen her insanın nasıl bir eceli varsa, eceli geldiğinde bunu engellemeye gücü yetmezse, topluluk ve toplumların da Allah tarafından belirlenmiş bir ecelleri vardır. Yani bir topluluk, bir toplum inkarcılıkta ısrar ediyorsa, Allah’a isyanda ısrar ediyorsa, Allah o toplumu ve topluluğu hemen yok etmez. Çünkü bu, onun imtihan sırrına aykırı olur. Her isyan eden toplumun altı üstüne gelse, isyan etmeyen toplumlar sağ salim kalsalar geride kalan insanların iradeleri elinden alınmış olacağından imtihanın sırrı bozulur. Bu yüzden her şeyin bir zamanı, bir müddeti vardır.

Cenab-ı Hak inkarcı ve isyancı insanlara, toplum ve topluluklara aslında geri dönmeleri için süre veriyor. Onlara fırsat tanıyor. Bu süre içinde dünya nimetlerinden çalışmaları nispetinde faydalanıyorlar. Yüce Rabbimiz şefkati ve sevgisiyle inana da, inanmayana da aynı yağmuru gönderiyor, aynı havadan teneffüs etme fırsatını tanıyor. Fakat, güzel nimetlerin inançsız insanlardan esirgenmemesi onları isyanda ve inkarda ısrara değil, çabuk dönmeye sevk etmelidir.

Bu ayetin bir de Müslümanlara bakan tarafı vardır. Özellikle çağımızda İslam ülkeleri, Müslümanların disiplinsizliği, tembelliği yüzünden Batılı ülkelerden ekonomik güç olarak, teknolojik güç olarak daha geri. Bu gerilik, bazı Müslümanlarda, o ülkelerin sefihane yaşayışına bir özenme meydana getiriyor. Müslümanlar kendi İslami gelenek ve davranışlarını, ahlaklarını bir kenara bırakarak, onların sefahatine, ahlaksızlığına yöneliyor. Halbuki bu ayet Müslümanları ikaz ediyor, uyarıyor ve bize manen şöyle diyor.

Sizin taklit etmek için can attığınız ahlaksızları işleyen o Batılı toplumlar sanmayınız ki ebedidir. Bir gün isyan, inkar ve ahlaksızları sebebiyle Allah onları yerle bir edecektir. Zaten bu ahlaksızlık onların kendilerini bitirmesine sebep olacaktır. Allah da onların yok olmasına müsaade edecektir.

Bu mesaj bize zamanın en zengini olan, ama aynı zamanda, şımarık, isyankar biri olan Karun’un debdebe ve şaşaasına aldanan ve onun gibi olmak isteyen kimselerin, Karun yerin dibine batınca “iyi ki biz de öyle olmamışız” demelerini hatırlatıyor.

Biz kendi tembelliğimiz yüzünden ekonomik ve teknolojik olarak pek ileri olmayabiliriz. Ama inşaallah uyanıp çalışarak onları da geçeceğiz. Şunu unutmayalım ki, bizim ahlakımız İslam ahlakıdır. Bütün insanları huzurlu yapacak, barış ve mutluluk içinde yaşatacak din İslam dinidir.

Bu yüzden biz dinimize sahip çıkalım. Biz Müslümanlığımızı korursak, kıyamete kadar Müslümanlar olarak yaşarız. Bu ayet ilk muhatapları olan şirkte ısrar eden azılı müşriklerin zamanı gelince yok olacaklarını müjdeliyordu. Gerçekten de şu anda baktığımızda o günün inkarcı toplumunun yerinde yeller esiyor. Ama İslam dünyanın en büyük ikinci dini. Her geçen gün de Müslümanların sayısı artıyor.

Ona gereken değeri verememek ve gereken hürmeti gösterememek ise bizim hatamız.

www.muhabbetmedya.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.