Kalp huzuru nasıl sağlanır? Kalpler nasıl huzur bulur? Huzurlu bir hayat için ne yapmalı?

Kalp huzuru nasıl sağlanır? Kalpler nasıl huzur bulur? Huzurlu bir hayat için ne yapmalı?

En’am Suresi 48. Ayetine göre Kalp huzuru ile yaşamanın sırrı nedir? Kalp huzuru nasıl sağlanır? Kalpler nasıl huzur bulur? Huzurlu bir hayat için ne yapmalı?

Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya

Biz peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kim onlara inanır ve kendini düzeltirse onlara korku yoktur. Ve onlar mahzun da olmayacaklardır.

(En’am, 6/48.)

Peygamberlerin ve peygamberlerin yolundan gidenlerin görevi Kur’an’ın gösterdiği gibi müjdeleyici olmak ve ikaz etmek, uyarmaktır. Başta Allah’a iman olmak üzere iman esaslarına hakkıyla inanan ve salih amel işleyenler için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Bu müjdeye inanmak gerekir. Allah iman edip salih amel işleyenleri ebedi cennetlerinde ebedi nimetlere mazhar edecektir. Diğer taraftan iman etmeyen insanlar için ebedi cehennem vardır. İman edip amel etmeyen, salih ameller işlemeyen insanlar için de günahları kadar azap vardır. Burada da bir ikaz vardır, korkutma vardır. Bunlar, insanları iman edip salih amel işlemeye teşvik etmekte, kötülüklerden de sakındırmaktadır.

Müminler nelerden korkmazlar?

Hz. Muhammed (s.a.v.) efendimizin Kur’an vasıtasıyla bizlere bildirdiği müjdelerden ve ikazlardan gerekli dersleri çıkarıp kendisine çeki düzen veren insanlar için korku yoktur. İnsanın en büyük korkusu Allah’ın azabına maruz kalmaktır. İyi insanlar iyi şeylerle karşılaşacaklarını ümit ederler ve kötü şeylerde karşılaşmaktan korkmazlar. Bunun şartı iman edip salih amel işlemek ve buna devam etmektir. Bu insanlar aynı zamanda Allah’tan başka varlıklardan ya da insanlardan da korkmazlar. İslam’ın emirlerini yerine getirdiklerinden dolayı birilerinin kendilerini kınamasından da korkmazlar. Emredileni yapmayıp, yasaklananı yapan insanın kalbi korkuyla ürperir.

Müminler nelere üzülmez?

İman esaslarına iman edip salih amel işleyenlerin, kendilerini düzelten insanlar mahzun da olmazlar. Yani böyle insanlar, dünyadan kaybettiklerine fazla üzülmezler. Öldükten sonra geride bıraktıkları eşleri, çoluk çocukları için de mahzun olmazlar. Çünkü dünyalık olarak kaybedilen şeyler geçici şeylerdir, insanın elinde emanet olan şeylerdir. Aklı başında olan insan, bunları kalbine alıp onlara kıymet vermez. Diğer taraftan kendileri öldüğü zaman geride bırakacakları kimselerin koruyucusu, Hafizi Allah’tır. Bu konuda bir endişeye ve üzüntüye gerek yoktur.

O halde iman edip salih amel işleyen insanlar, dünya işlerini, maişet meselelerini abartmazlar. Sadece maişet için yaratılmış gibi hırslı çalışmazlar. Çalışırlar ama, kazandıklarına kanaat ederler. Çok kazanırlarsa da Allah yolunda sadaka verirler. Ama asla mal, mülk, para, mevki, makam gibi dünyalık, geçici şeylere kalplerini bağlamazlar. Bu yüzden de bunların kaybolup gitmesinden, yada kendilerinin ölümleriyle bunlardan ayrılacak olmalarından dolayı hiçbir üzüntü duymazlar.

Ama tersini düşünürsek, iman edip salih amel işlemeyen insanlar, fakir olmaktan, kendileri öldüğünde mallarından, mülklerinden ayrılacak olmalarından çok korkarlar. Bu onları düşündürür, üzer. Bu yüzden insanın kalp huzuru ile yaşaması ancak iman ve salih amele bağlıdır.

Allah bizleri ölene kadar iman etmeye ve salih amel işlemeye muvaffak kılsın. Amin.

www.muhabbetmedya.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.