Hidayete en büyük engel: körü körüne taklit

Hidayete en büyük engel: körü körüne taklit

Kur’an-ı Kerim'deki bu ayette Yüce Rabbimiz körü körüne taklidin ne kadar mantıksız ve yanlış olduğunu beyan ediyor. Bu ayette ataları taklit etmenin hak ve hakikat namına olmayan olumsuz yönüne işaret ediliyor.

Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya

“Onlara (müşriklere) ‘Allah’ın indirdiğine uyun’ denildiği zaman onlar, ‘Hayır biz, atalarımızın yaptıklarına uyarız’ dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulmamışlarsa...”
(Bakara:2/170)

Bu ayette Yüce Rabbimiz körü körüne taklidin ne kadar mantıksız ve yanlış olduğunu beyan ediyor. Müşrikleri İslam’ı duydukları halde onu kabul etmekten engelleyen en önemli husus atalarını körü körüne taklit etmeleriydi. Biz geleneklerimizden, atalarımızın yaptıklarından, inandıklarından vazgeçmeyiz diyorlardı. Çünkü onlarda doğrunun, hakikatin ölçüsü yoktu. Onlara göre hakikat ve doğru atalarının yaptığı, atalarının inandığı idi... Kur’an burada ataları taklit etmenin hak ve hakikat namına olmayan olumsuz yönüne işaret ediyor.

Ataları taklit etmek her zaman kötü değildir. Her zaman iyi de değildir. Bunun iyi veya kötü olmasının ölçüsü Kur'an'ın hükümleridir, İslam’ın prensipleridir. Müslüman ve ahlaklı ataları taklit etmek övülecek bir şeydir. Ama dinsiz olan, imansız olan ataları taklit ise kötüdür ve insanı cehenneme sürükler.

Taklit ve takipte mihenk taşı: İslam

Günümüze geldiğimizde de aynı ölçü geçerlidir. Müslüman bir insanın mihenk taşı İslam’dır, Kur’andır. Bizi Kur’an’dan, İslam’dan uzaklaştırmak için, İslam’ı uygulamaya “irtica” diyenlere aldırmamak gerek. Biz Hz. Peygamberi, sahabileri ve İslam alimlerini ve mücedditlerin yolunu takip ediyoruz. Bu körü körüne bir taklit değil. Bu bakımdan İslam’ı yaşayan ecdadımıza uymamız çok isabetli.

İslam’a “eski” deyip karalamaya çalışan karanlık mihrakların, yeni diye sundukları şeyler, İslam’ın cahiliye döneminde ortadan kaldırmaya çalıştığı, içki, kumar, fuhuş gibi insanı insanlıktan çıkaran, hayvandan daha aşağı düşüren şeylerdir. Buna birilerinin “çağdaş yaşam” demeleri kimseyi aldatmasın. Bu çağdaş yaşam, İslam dini gelmeden önce putperest cahiliye insanının yaşadığı hayattır. Bugün İslam medeniyetini yaşayan nurlu ecdadımızın yolunu takip etmek, İslam’ı uygulamaktır ve bu gerçek insanlıktır, gerçek mutluluktur. Ne mutlu hüdaya uyanlara.

Cahiliye yaşamını, çağdaş yaşam diye benimseyenlere İslam’ın güzelliklerini anlattığınız zaman, “Biz annemizin, babamızın gittiği yoldan gideceğiz. Hayatımızı yaşamak, günümüzü gün etmek istiyoruz” diyorlar. Böyle insanlar da Kur’an’ın ikaz ettiği gibi anne ve babalarının gittikleri yolun yanlış olduğunu düşünmelidirler. Böyle bir düşünce içinde olmayanın, dünyanın geçici gayr-i meşru lezzetlerini, haramlarını terk edip helalle yetinmesi çok zordur.

Allah böyle kardeşlerimize hidayet nasip etsin. Bizleri de Müslüman ve istikametli olan ecdadımızın yolundan ayırmasın. Amin.

www.muhabbetmedya.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.