Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya

“İman etmedikçe müşrik kadınlarla evlenmeyin. İman etmiş bir cariye, hoşunuza gitse bile putperest bir kadından kesinlikle daha iyidir. Müşrik erkekleri de mümin kadınlarla evlendirmeyin. İnanmış bir kul, köle, beğenseniz bile müşrik bir kişiden kesinlikle daha iyidir. Onlar ateşe çağırır. Allah ve Allah’a inananlar ise cennete ve mağfirete çağırır, ayetlerini insanlara açıklar. Umulur ki düşünüp anlarsınız.” (Bakara:2/221)

Niçin güzel bir müşrik kadınla evlenilmez?

İslamda evlilik sadece bu dünya hayatıyla sınırlı değildir. İslam insanların hem bu dünyada mutlu ve huzurlu olmalarını, hem de ahirette ebedî bir mutluluğa erişmelerini temin etmeye çalışıyor. Bu yüzden Kur’an ayetleri ve Peygamberimizin (s.a.v) hadisleri evlilikte dinin ve dindarlığın önemine işaret ediyor.

Kur’an bu ayetiyle Müslüman bir erkeğin müşrik, dinsiz, ateist birisiyle evlenmesini yasaklıyor. İnsanın karşısında çok güzel bir dinsiz kadın, ya da kız, bir de fiziki olarak o kadar güzel değil, ama Müslüman ve dindar bir kadın çıktığında tercih etmesi gereken ikincisidir. Çünkü Kur’an’a göre zaten birincisiyle yapılan nikah geçerli değildir. Bu düpedüz zinaya girer. Peygamberimizin (s.a.v) bu konuyla ilgili dindar kadınların tercih edilmesine dair hadisleri de vardır. Bir hadis-i şeriflerinde “Dünya bir metadır. Dünya metaının en hayırlısı da saliha bir kadındır” buyuruyor. (İbn-i Kesir, I, 320) Diğer bir hadis-i şeriflerinde de, kadınları sadece güzel oldukları için nikahlamayın. Belki de bir gün güzellikleri onları alçaltabilir. Kadınları sadece mallarından dolayı da nikahlamayın. Belki de birgün malları onları azdırabilir, isyan ettirebilir. Onlarla dinlerinden dolayı evlenin. Dindar zenci bir cariye daha efdaldir.”(İbn-i Kesir, I, 320)

Bu ayet ve hadisler kurulacak yeni ailede kadının Müslüman ve dindar olmasının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Allah ve Allah’ın bildirdiklerini bizlere tebliğ eden Hz. Muhammed (s.a.v.) efendimiz elbette bizlere en güzel olanı açıklıyor. Allah’a ve resulüne inananların bu buyruklara uymasından başka mutluluk yolu gözükmüyor. Müşrik bir kadın zengin ve güzel bile olsa, Allah’ı tanımadığı, İslam ahlakını bilmediği, Allah’tan korkmak, Allah’ı sevmek gibi bir yükümlülüğü bulunmadığı için her türlü kötülü yapmaya açıktır demektir. Mümin kimse Allah’a güvenen ve kendisine de emniyet edilen kimse demektir. Müşrik birisine bir kimsenin güvenmesi mümkün değildir.

Diğer taraftan müşrik ya da dindar olmayan bir eş, evde çocuklarının terbiyesini olumsuz etkileyecektir. Onları kendi inanç, kültür ve yaşayışına göre yetiştirmeye çalışacaktır. Böyle bir anne çocuklarını ateşe doğru sürüklediğinin farkına bile varmayacaktır. Aynı zamanda müşrik ya da dindar olmayan bir kadının kocasının yaşantısını da zaman içinde etkilemesi muhtemeldir. Bu da ailenin dünya ve ahiret mutluluğunu ortadan kaldıracaktır.

Ayet mümin bir kadının, müşrik bir erkekle evlenmesini, evlendirilmesini de yasaklıyor. Özellikle Avrupa ülkelerinde yaşayan ailelerin buna dikkat etmeleri gerekiyor. Üstelik Kur’an bir Müslüman erkeğin ehl-i kitap bir kadınla evlenmesini serbest bırakırken, Müslüman bir kadının ehl-i kitap bir erkekle evlenmesini yasaklıyor. İnsanlar İslamın bu hükümlerini bilmedikleri takdirde gayr-i meşru, haram bir şekilde hayatlarını sürdürmüş oluyorlar ki bunun hesabını vermek zordur.

Müslüman erkek ya da kadın güzelliği, yakışıklılığı, malı, mülkü, makamı ön plana alarak bir tercihte bulunursa, güzellik ve yakışıklılık giderse evlilik de çatırdamaya başlar. Mal azalmaya başlar, ya da iflas olursa evlilik yıkılır. Ya da makam elden giderse evlilik sarsılır ve mutsuzluk başlar. Bu yüzden “din ve dindarlık”, yani dinimizin öngördüğü güzel ahlak sahibi olmak evlilikle önemlidir. Kadınları tercih ederken hadislerde “dindar ve saliha” olanların tercih edilmesinin istenmesi, üzerinde düşünülmesi gereken bir husustur. Bizim hayatımıza Kur’an ve hadis yön verdiği takdirde yanlış bir şey yapmamış oluruz.

www.muhabbetmedya.com