Duam kabul olmadı demek doğru mu? Duanın kabul olması ile duaya cevap verilmesinin farkı

Duam kabul olmadı demek doğru mu? Duanın kabul olması ile duaya cevap verilmesinin farkı

Allah'ın yapılan her duaya cevap vermesi ile duayı kabul etmesi farklı şeylerdir. Bakara suresinde geçen bu ayet de dua ile ilgili önemli bir kavrayışa işaret etmektedir.

Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya

“Kullarım sana, beni sorduğu vakit de ki, ben muhakkak ki onlara yakınım. Dua edenin duasını işitir ve ona cevap veririm. O halde kullarım da benim davetime uysunlar ve bana inansınlar, umulur ki doğru yolu bulurlar.”
(Bakara:2/186)

Rivayete göre sahabelerden bazıları “Allah nerede” diye sormuşlardı. Bunun üzerine bu ayet indi. Bu ayet dua ve duaya icabet üzerinde duruluyor.

İnsan aciz ve zayıf olarak yaratılmıştır. Fakat belaları ve musibetleri çoktur. Arzuları ebede kadar uzandığı halde onları yerine getirecek gücü yoktur. O halde bela ve musibetlere karşı kendisine yardım edecek ve kendisinin ebediyete uzanan arzularına, isteklerine cevap verecek her şeyi işiten, her şeye gücü yeten bir Yaratıcıya ihtiyaç vardır. O da Allah'tır.

Dua ibadetin özüdür, iliğidir. Dua bir kulluk görevidir. Bu ayette Allah kullarının kendisine dua etmesini emrediyor. Biz ona her zaman dua etmeliyiz. Fiili duamızı yapmayı ihmal etmeden, kavli duamızı da her zaman yapmalıyız, isteklerimizi ondan istemeliyiz.

Hadislerde elini açıp dua eden bir kula cevap vermemekten Allah’ın hicab edeceği buyurulmaktadır. Zaten ayet de her duaya “cevap verileceğini” bildiriyor. Dikkat edilirse, “her duayı kabul ederim” buyurmuyor. Ama “Her duaya icabet ederim.” Buyuruluyor. Bir hadis-i şerifte peygamberimiz (s.a.v) efendimiz şöyle buyuruyor: “Bir müslüman bir günah işlemediği bir anda ve sılay-ı rahmi kesmediği zamanda Allah’a dua ederse, üç durumdan birisini Cenab-ı Hak ona verir. Bunlarda birincisi duasını o anda kabul etmesi ve o insana istediğini vermesidir. Diğeri, duayı ahiret için kabul etmesi, dünyada vermemesidir. Bir diğeri de o dua sebebiyle bir kötülüğü ondan uzaklaştırmasıdır.
(İbn-i Kesir, Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, I.271-272)

Bu durumda hiçbir mümin ben dua ettim de duam kabul olunmadı dememelidir. Çünkü Allah bazen duayı bu dünya için kabul etmez, ama ahiret için kabul eder, daha iyi bir şekilde kabul eder. Ya da bize gelecek bir kötülüğü engeller. Bu şekilde kabul etmiş olur. O bizi bizden daha iyi biliyor. Bu yüzden bizim görevimiz dua ederek, kulluk görevimizi yerine getirmektir. Hazret-i peygamber (s.a.v), duada acele edilmemesini de bize tavsiye etmektedir. Duada acelenin ne olduğu sorulunca da, “bir kimsenin ben dua ettim. Duam kabul olunmadı” diyerek duayı bırakmasıdır” buyurmuştur.
(İbn-i kesir, a.g.e., I, 272) O halde duada acele etmeyelim.

Dua eden insan Allah’ın kendisini duyduğunu hissetmelidir. İşte o takdirde Allah’ın kendisine çok yakın olduğu düşünecek ve huzur bulacaktır. İşte duaya en büyük cevap da insanın içinde huzursuzluğun dua sebebiyle ortadan kalkması ve bir ünsiyete dönüşmesidir.

Duamız dünyevi olarak kabul edilmediği zaman, duayı bırakmayalım. Ve duanın bir kulluk görevi olduğu düşünerek duaya, Allah ile birlikte olmaya devam edelim.

www.muhabbetmedya.com

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.