Dinde zorlama yoktur ayeti nasıl anlaşılmalıdır?

Dinde zorlama yoktur ayeti nasıl anlaşılmalıdır?

Dinde zorlama var mıdır? sorusunun cevabı Kur'an-ı Kerim'de Bakara Suresi 256. ayetinde açıkça ifade edilmiştir. Ayet 'dinde zorlama yoktur' ifadesini açıkça kapsar. Bu halde dinde zorlama yoktur ayeti nasıl anlaşılmalıdır?

Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya

"Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklık ve eğrilikten ayırt edilmiştir. o halde kim Tağutu inkar edip Allah'a inanırsa, urvetülvüskaya yapışmıştır ki o hiçbir zaman kopmaz. Allah herşeyi işitir ve bilir."
(Bakara, 2/256)

Dinde zorlama yoktur. Hiçbir kimse İslam dinine girme hususunda tehdit edilemez, zorlanamaz. Çünkü zor altında İslam dinine girmek sağlıklı bir inanç olmaz. Nifak ortaya çıkar. İnsanlar sizin tehdidinizden sakınmak için iman ettiğini, İslam'a girdiğini söyler. Bu yüzden hiçbir kayıt ve şart altında bir dinsiz, ya da başka bir dine mensup bir insan İslam’a girmeye zorlanamaz. Bu yüzden hem peygamberimiz (s.a.v) hem de ecdadımız fethedilen beldelerde insanları İslam dinini seçip seçmeme hususunda serbest bırakmışlardır. Onları dine girmeye zorlamamışlardır. Ama davet etmek zorlamak demek değildir. O tebliğdir.

Bir insanın islam’a girmeye zorlanması, dünyayı bir imtihan yeri olmaktan da çıkarır. Halbuki Allah bu dünyayı "darü'l-imtihan" olarak yaratmıştır. "Dileyen iman eder, dileyen inkar eder" ayeti bu zorlamanın Allah tarafından bile yapılmadığını, herkesin iman edip etmeme konusunda serbest bırakıldığını göstermektedir. (Kehf:29)

"Eğer Allah dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsi iman ederdi. Yoksa sen insanları iman etmeye mi zorluyorsun" ayeti de dikkat çekicidir. Müminin görevi sadece ve sadece tebliğ etmektir. Kimseyi zorlamak değildir. (Şuara, 3-4) Nitekim bir başka ayette de peygamberimize (s.a.v) hitaben, “imana gelmiyorlar diye neredeyse kendini harap edeceksin. Allah dileseydi gökten bir delil, bir ayet indirir ve onların hepsi de boyun eğerdi” buyuruluyor. O halde müminin görevi sadece tebliğdir, duyurmaktır. Zorlama söz konusu değildir. Zorlama ters tepki meydana getirir.

Bu ayete göre dinin emirlerini yapma konusunda da bir zorlama olmamalıdır. İbadet yapmaya teşvik edilir. Ama insanların iradelerini ipotek altına alıcı zorlamalardan uzak durulması gerekir.

Ayette ayrıca hakkın batıldan ayrıldığına da dikkat çekiliyor. Yani Kur’an’ın inmesiyle hak belli olmuş, batılın ne olduğu da anlaşılmıştır. İnsanlar ikisinden birisini seçme özgürlüğüne sahiptir.

Kur'anda sık kullanılan bir kavram Tağut

Ayette ayrıca tağutu inkar edip Allah iman etmeye bir davet vardır. Tağut Kur’an’da sık sık kullanılan bir kavramdır. Bu kavram, şeytan, kahinler, sihirbazlar, putlar ve azgınlaşan insan ve cinler olarak açıklanıyor. Bunlara inanmak, insanı Allahtan uzaklaştırıyor. Başkalarının kulu kölesi durumuna getiriyor. Dolayısıyla hakkı gören, batılı gören bir insan, Tağutların batıl olduğunu anlamalıdır. Onları inkar etmeli, onlardan uzaklaşmalı ve Allah’a iman etmelidir. Yani yoksa sadece tağutları inkar etmek, onlardan uzaklaşmak yetmez. Mümin olmak için Allah’a da iman etmek bu imanı da ölene kadar korumak gerekir.

Urvetül Vuska ne demek?

Ayette zikredilen “urvetülvüska” ise sapsağlam kulp demektir ve mecaz olarak kullanılmaktadır. Bu kopmaz sapsağlam kulp, İslam dini, İman, Kur’an, Allah için sevmek, Allah için buğzetmek olarak izah edilebilir. İman eden insan bu sağlam kulplara yapışmalı ve onları asla bırakmamalı. İnsanın kurtuluşa ermesi, dünya ve ahirette mutlu olmasa bu sağlam kulpa ölene kadar yapış bir vaziyette kalmasına bağlıdır.

Allah bize ölene kadar bu sağlam kulpa yapışmayı, tağutları inkar edip Allah’a iman hakikati üzerinde olmayı nasip etsin. Amin.

www.muhabbetmedya.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.