Allah’ın boyası nedir?

Allah’ın boyası nedir?

Bu ayette İman ve din “boya” ya benzetilmekte.

Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya

Bakara suresi 138. Ayette Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“Allah boyasına bakınız, Allah boyasına, zira, Allah’ın boyasından daha güzel kimin boyası var? İşte biz O’na ibadet edenleriz.”
(Bakara:2/138)

Bu ayette Cenab-ı Hak bizlere birkaç önemli mesaj vermektedir. Her şeyden önce Kur’an geçmiş ilahi dinlerin yanlışlarını tashih etmektedir. Hristiyanlar, yeni doğan çocuklarını sarı boyalı bir suya batırarak Hristiyan yapıyorlar ki, buna Hıristiyanlıkta vaftiz denmektedir.

Kur’an bu hareketin dine girmekle bir alakası olmadığını bu ayetle ifade etmekte, Hıristiyanların bu yanlış adetlerini düzeltmektedir. Çünkü yeni doğan bir çocuk, mantık olarak da düşündüğümüzde henüz dinle muhatap değildir. Dinle muhatap olabilmesi için akıl ve baliğ olması gerekir. Bu yüzden Kur’an gerçek boyanın Allah’ın boyası olduğunu beyan ediyor. Burada İman ve din “boya” ya benzetilmektedir. (Şeyh Zade, Haşiyetü Şeyh Zade, I, s.440)

İslamda bir insan akıl ve baliğ olduktan sonra Şehadet kelimesini getirdiği takdirde Müslüman oluyor. Yani Allah’ın gerçek boyası olan İslam inancı ile boyanmış oluyor. İslam inancına sahip olmak, insanı bütün kirlerden temizliyor. Yoksa bir suya batırılmakla insan bir inanca sahip olmaz ve temizlenmez.

Allah’ın boyasının farklı anlamları

Diğer taraftan bu kelimeyi gerçek anlamda da düşünmemiz mümkündür. Tefsirlerimizde bu gerçek manayla ilgili bir de hadis zikrediliyor. Bir gün İsrailoğullarından bir grup Hz. Musa’nın yanına geldiler ve “Senin Rabbin Boyar mı” diye sordular. Hz Musa “Allah’tan korkunuz” dedi . Bunun üzerine Allah Hz. Musa’ya şöyle nida etti: “Ya Musa. Rabbin boyar mı diye soruyorlar. Onlara de ki, “Evet Renkleri Ben Azimüşşan boyarım; Kırmızı, beyaz, siyah ve bütün renkler benim boyamdır.” (İb-i Kesir, Tefsirü’l-Kur’ani’l-Azim, I, s. 234.)

Bitki ve hayvanların renkleri nereden geliyor?

Bu ayette ayrıca “boya” mucizesine dikkat çekiliyor. Kırmızı, sarı, eflatun, mor, beyaz çiçekler acaba bu renklerini nereden alıyorlar? Yedikleri içtikleri sadece çamurlu bir su, siyah bir su. Ama başlarında rengarenk çiçekleri taşıyorlar. Toprakta bu renkleri meydana getirecek bir özellik yok. Akıl yok, fikir yok, şuur yok. O halde çiçeklere “ Allah’ın boyası” olarak bakmak gerekir.

Hayvanlar da çiçeklerden farklı değil. Bazı kuşlar görürsünüz, tüylerinde bütün renkler bir harmoni oluştururlar. Kuş ne yiyor, ne içiyor? Su içiyor ve ne bulursa onu yiyor. İçtiği basit su ve yediği basit yiyecek nasıl oluyor da, rengarenk tüye dönüşüyor. Bu elbette ki Allah’ın boyasıdır. Akvaryumlarda ya da denizlerde yaşayan balıklar da öyledir. Su içip basit bir yem yiyorlar. Ama aynı yemi yiyen balıklar, farklı türlerde ve renklerde oluyor. Bu nasıl oluyor. Aynı su, aynı yem ama farklı renk.

İnsanlar da bunlardan farklı değil. Sarı, beyaz, siyah renkli insanlar. Kahverengi, siyah, mavi gözler, ve değişik renklerde de saçlar. Yenilen yiyecekler aynı, ama renkler farklı. Bu renkler kendiliklerinden ortaya çıkmıyor. Allah bunları yaratıyor.

İşte ayetin sonunda, “İşte biz böylece Ona ibadet ederiz” denilmek suretiyle, her şeyi yarattığı gibi renkleri de yaratan Allah’a ibadet ederiz mesajı çıkıyor.

Her şeyin Rabbi olduğu gibi renklerin de boyayıcısı olan Allah’a hamdolsun.

www.muhabbetmedya.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.