Allah’a borç veren sahabe… Allah’a güzel bir borç vermek nasıl olur?
Bakara Suresinde geçen Karz-ı hasen ile ilgili bu ayet müslümanları Allah'a güzel bir borç vermeye teşvik ediyor. Allah'a borç verilir mi? Allah'a güzel bir borç nasıl verilir? diye düşünenler olabilir. Allah’a borç veren sahabenin hikayesi...
Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya
Karz-ı hasen, yani güzel bir borç verecek kim var? Allah dilediğine bol verir, dilediğinden kısar. Sadece O’na döndürüleceksiniz.”
(Bakara,2/245)
Bu ayet-i kerime Allah’a karz-ı hasen, güzel bir borç vermeye teşvik ediyor. Bu ayetin nüzul sebebi bize “karz-ı hasen”in ne olduğu hususunda ipucu veriyor. Rivayet edildiğine göre bu ayet, Ebuddahdah hakkında nazil olmuştur. Bir gün Ebuddahdah, Hz. Peygamberin (s.a.v) huzuruna gelir ve “Ya Resulallah, benim iki tane güzel bahçem var. Bunlardan birisini sadaka olarak verirsem, cennette bana aynısı var mıdır?” der. Resulullah da, “Evet”diye cevap verir. Sonra, “eşim, ummüdahdah” da beraberimde olacak mı?”, diye sorar, O da “evet” der. “Ya küçük kızım”, “O da seninle birlikte olacak” der. Bunun üzerine Ebuddahdah bahçelerinden en güzelini sadaka olarak verir. Sonra Ebuddahdah sadaka olarak verdiği eşinin de içinde bulunduğu bahçeye gelir kapısında durur ve eşine bu bahçeyi tasadduk ettiğini söyler. Eşi de, “Sattığın bahçeyi Allah sana mübarek kılsın” der ve birlikte bahçeden çıkarlar ve bahçeye peygamberimize (s.a.v) teslim ederler. İşte bu hadise üzerine bu ayetin nazil olduğu anlaşılmaktadır.
Tefsircirlerimiz Allah’a karz-ı hasen vermenin üç şekilde olacağını beyan ediyorlar. Bunlardan birincisi nefisle cihaddır. İkincisi Allah yolunda malını harcamaktır. Üçüncüsü de tevhid tesbih, hamd ve tekbir getirmektir. Yani Allah’ı hatırlamak, düşünmek, nefis ve malını Allah yolunda harcamaktır.. Bunun karşılığında Allah fazlından ve kereminden insana ikram ve ihsanlarda bulunacağını vadediyor. Karşılığını kat kat vereceğini beyan ediyor. Bazı ayetlerde bu karşılığın sınırsız olacağı da bildiriliyor.
Bu ayetten özetle şunu anlayabiliriz. Allah’ı hatırlamak bir sadakadır. Bu insanın dilinin, aklının ve kalbinin sadakasıdır. Dilin, kalbin ve aklın ibadeti Allah’ı hatırlamaktır. Onu asla unutmamaktır. Diğer taraftan insanın nefsiyle mücadelesi de bir sadakadır. Bu da insanın bedeninin sadakasıdır. Bu yüzden ölene kadar nefisle cihad etmek gerektir. Bu cihad hadislerde “büyük cihad” olarak isimlendirilir. Çünkü nefisle cihadı yapmayan bir insan, nefsin kötü yollara sürüklemesi sonucunda ebedî ahiret hayatını, mutluluğunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu yüzden nefsimizin bize binmesine, bizim dizginlerimizi ellerine almasına müsaade etmeyelim. Biz nefsimize binelim ve onu kontrol edelim.
Üçüncü olarak da zengin de olsak fakir de olsak malımızdan sadaka vermeyi bir alışkanlık haline getirelim. Ashab, cihadda ve İslami hizmetlerde kullanılması için iki bahçesinden birisini sadaka olarak vermekte tereddüt etmemiştir. Bizler cimrilik hastalığından kurtulup, infak ahlakına, sadaka verme ahlakına sahip olmaya çalışmalıyız.
Hiç kimse sadaka vererek, zekat vererek fakirleşeceğini zannetmesin. Çünkü bütün hazineler Allah’ın elindedir. Çünkü ayette bildirildiği gibi, “Allahü yakbidu ve yabsutu”, insanın rızkını daraltan da genişleten de Allah'tır. O hikmeti neyi gerektiriyorsa, onu yapar. Bu yüzden İslamın yücelmesi, insanlara İslam’ın duyurulması, tebliğ edilmesi için Allah rızasını kazanmak ve cennette kat kat fazla, hesapsız bir şekilde Allah’ın fazlına ve keremine mazhar olmak için Allah’ı hatırlamaya, nefisle cihat etmeye ve malımızı Allah yolunda infak etmeye gayret sarfedelim. Varlığımızı Allah’a feda edelim, karşılığında büyük bir mükafaat alacağız.
www.muhabbetmedya.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.