Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya

“Resulüm, de ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece affedici ve şefkatlidir.”
(Ali İmran,3/31)

Bu ayetin iki nüzul sebebi zikrediliyor. Yahudiler “Nahnü ebnaüllahi ve ehibbauhu”, yani, “Biz Allah’ın çocukları ve sevgilileriyiz” diyorlardı. Bunun üzerine bu ayet nazil oldu. Diğer bir rivayete göre, peygamberimiz (s.a.v) puta tapan Kureyş ileri gelenlerini gördüğünde, “Ey kavmim. Hazret-i İbrahim’e muhalefet ediyorsunuz” dediğinde, onlar da, “Biz Allah’a sevgimizden ve bunlar bize Allah’a yaklaştırıyor” diye bunlara tapıyoruz” demişlerdi. Bu hadiseler üzerine ayet nazil oldu.

Bu ayet, Allah sevgisinin en önemli fiili yansıma tezahürünü gösteriyor. Burada anlıyoruz ki, tezahürü olmayan, yalnızca lafta kalan sevgi gerçek sevgi değildir. Gerçek sevgi, davranışlarla gösterilen sevgidir. Bir kimse annesini çok sevdiğini söylese, ama onun hiçbir sözünü tutmasa onu sevdiğini söylemesi anlamsızdır. Eşinizi çok sevdiğinizi söylerken, onun için hiçbir şey yapmamak gerçek sevgi değildir. Buna sahte sevgi de demek mümkündür.

Yalan sevgi

Kısacası insan bir insanı, hatta bir hayvanı, bir bitkiyi bile sevdiğini söylerse, gereğini yerine getirmesi gerekir. Sevgisinin fiili bir yansıması yoksa, o sevgi yalan bir sevgidir, aldatmacadan ibarettir.

Bir insanda günde yüz defa Allah’ı sevdiğini söylese, ama peygambere (s.a.v) itaat etmese, uymasa, o zaman o insanın Allah’a olan sevgisi de gerçek değil, sahte bir sevgidir. Hz. Muhammed’e uymak demek, Kur’an’ın emir ve yasaklarına uymak demektir. Bu sevgi, beş vakit namazı kılmak, islamın diğer şartlarını yerine getirmekle, peygamberimizin (s.a.v) güzel ahlakına uymakla, haramlardan kaçınıp helallerle yetinmekle gerçekleşir. Allah’ı sevdiğini söyleyen bir kimsenin Allah’ın en çok sevdiği Hz. Muhammed’i de en fazla sevmesi gerekir.

Allah’a inanıp O’nu sevdiğini söylediği halde, Hz. Muhammed'i (s.a.v) devreden çıkarmaya çalışan, onun sünnetine önem vermeyen, Kur’an’ın tefsiri ve peygamberimizin güzel ahlak ve davranışının yansıması olan hadislerini küçümseyen insanların Allah sevgisi nasıl gerçek bir sevgi olabilir?

Nefsime hitaben şunları söylemek istiyorum:

Ey nefsim! Allah’ı sevdiğini söylediğin halde, bu ayete göre hareket etmezsen, bu sevgi boş, yalan bir sevgidir. Günümüzde birçok insanı vartaya düşüren durum da budur. Bazıları “biz sadece Allah’ı seviyoruz. Bu bize yeter. Bu bizi kurtarır ” diyor. Böyle diyenlerin sevginin dışında salih ameller işlemediğini görüyoruz.

O halde ey nefsim! Sevgi davanda samimi isen bu ayeti uygula. Allah’ı seviyorsan Hz. Muhammed’e (s.a.v) itaat et. Çünkü Hz. Muhammed (s.a.v) Kur’an’ı tatbik ediyor. Allah’ın emir ve yasaklarını uyguluyor. O Kur’an ahlakını yaşatıyor. İşte sen de ona uyarsan, Allah’ı sevmiş olursun. Çünkü sevdiğin Allah’ın bir emrini yerine getirmiş olursun.

Allah tarafından sevilmek için

Sen Allah’ın emrine uyarak, Hz. Muhammed’e (s.a.v) uyarsan, Allah da seni sevecek. Ama Allah’ın seni sevmesi, senin Hz. Muhammed’e (s.a.v) uymana bağlıdır. Allah’ın sevgisini, şefkatini, merhametini kazanmak ancak böyle mümkündür.

Bu yüzden denmiştir ki, “sevmek değil, sevilmek” önemdir. Bir insanı sevmemiz onun tarafından sevilmeyi netice vermezse bu buruk olur, acı olur. Allah’ı sevmemiz de, Onun resulüne itaat ederek gerçekleşirse, bu da Allah tarafından sevilmemizi netice verecektir. Allah’ın bizi sevmesi ise, ayetin sonunda ifade edildiği gibi bağışlaması ve şefkati ile, gafur ve rahim olması ile ortaya çıkıyor.

O halde ey nefsim! Allah’ı sevdiğini Hz. Muhammed’e (s.a.v) itaat etmekle göster ki Allah da seni sevsin.

Allah bizi kendisini hakkıyla seven ve sevdiğini Hz. Muhammed’e (s.a.v) uyarak gösteren ve onun sevgisini kazanan kullarından eylesin. Sevgisi lafta kalan, sahte ve yalan olan kullarından eylemesin. Amin.

www.muhabbetmedya.com