Filistinli Müslüman kardeşlerimize yönelik yıllardır haklı gerekçe olmaksızın yapılan zulümler son günlerde hududu aşmış vaziyetteyken karşıma şu ayet çıkageldi;

“Olur ki, hoşunuza gitmeyen bir şeyde sizin için hayır, yine olur ki hoşunuza giden bir şeyde de sizin için şer vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz. / Bakara, 216”

Bu ayeti şu yaşıma dek hep şahsi olarak değerlendirirdim. Üzüldüğüm ve hayal kırıklığı yaşadığım dönemlerde sarıldığım ve gönlümü rahatlatmama vesile olurdu Bakara 216. Şimdi ise ilk kez toplumsal boyutu ile düşünmekteyim.

Görünüşte yalnızca Filistin topraklarının işgali gibi olsa da esasında tüm Müslüman coğrafyalarını tehdit eden bu soykırım hepimizin uyanışı, dirilmesi, güç toplaması için bir baskı görevi görmektedir. Ayette de zikredildiği gibi “aslında şer görünümlü hayırlı sonuçlar” doğurmaktadır.

Çünkü insan nesli; baskı ve zorluk dönemlerinde “ne oldum değil de ne olacağım?” demeye başlar. Ak ve kara baskı dönemlerinde ayrışır. Ciddi direniş ve harekete geçişler baskı dönemlerinde olur. Rahatlık ve bolluk dönemlerinde ise fıtrat, rehavete ve kibre sapmaya meyleder.

Öyle ki Filistinli Müslüman kardeşlerimiz gerek canlarını, namuslarını gerek dinlerini ve vatanlarını koruyabilmek için mücadele verirken mağlup gibi görünseler de Allah katında şahitlik ve şehitlik makamıyla yegane galip gelenlerdir.

Bu vahşetin bizlere bakan yönü ise, derin uykumuzdan uyanışımıza neden olmasıdır. Öyle ki an be an Filistin hakkında bilinçlenmekte, yanlış Yahudilik inancını öğrenmekte ve kardeşlerimizi dava edinmekteyiz.

Farklı coğrafyalarda Müslüman ahlakını tanımayan birçok insan bu vesile ile İslam’ı tanıyıp sevmekte, miting, protesto ve boykotlarla karınca misali tarafını belli etmektedir.

Eskiden hiç düşünmeden aldığımız kahveler, yiyecekler, deterjanlar, kıyafetler şimdi ise zihinlerimizde Filistin’e atılan bombalar hükmünde. Artık kendi değerlerimize, kendi üretimimize ve kardeşlik bağlarımıza daha sıkı sarılmaktayız.

Nihayetinde insan zor kıvama gelen bir canlı. Allah’ın doğruları ile hizalanabilmek birtakım sıkıntıların nüfuzu ile olmakta. İbret alabilen, deneyim çıkarabilen, zulme dur diyebilen ve cesur davrananlardan olabilmek ümidi ile.

Sonrası kolaylık..

Muhakkak “her zorluktan sonra bir kolaylık olacaktır.”