Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Ramazan'ın sıyâmı (orucu), dünyada âhiret için ziraat ve ticaret etmeye gelen nev-i insanın kazancına baktığı cihetteki çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: Ramazan-I Şerİfte sevab-ı a'mâl, bire bindir.”
Mektubat, 9.Nükte, S:571/1 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Kur'ân-ı Hakîmin, nass-ı hadisle, herbir harfinin on sevabı var; on hasene (iyilik) sayılır, on meyve-i Cennet getirir.”
Mektubat, 9.Nükte, S:571/2 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Ramazan-ı Şerifte herbir harfin on değil, bin; ve Âyetü'l-Kürsî gibi âyetlerin herbir harfi binler; ve Ramazan-ı Şerifin Cumalarında daha ziyadedir. “
Mektubat, 9.Nükte, S:571/3 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Ve Leyle-i Kadirde otuz bin hasene sayılır. Evet, herbir harfi otuz bin bâki meyveler veren Kur'ân-ı Hakîm, öyle bir nuranî şecere-i tûbâ (Tuba Ağacı) hükmüne geçiyor ki, milyonlarla o bâki meyveleri Ramazan-ı Şerifte mü'minlere kazandırır.”
Mektubat, 9.Nükte, S:571/4 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“İşte, gel, bu kudsî, ebedî, kârlı ticarete bak, seyret ve düşün ki, bu hurufâtın (harflerin) kıymetini takdir etmeyenler ne derece hadsiz bir hasârette olduğunu anla.”
Mektubat, 9.Nükte, S:571/5 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“İşte, Ramazan-ı Şerif adeta bir âhiret ticareti için gayet kârlı bir meşher (sergi yeri ), bir pazardır. Ve uhrevî hasılat için gayet münbit (verimli) bir zemindir.”
Mektubat, 7.Nükte, S:571/6 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Ve neşvünemâ-i a'mâl (amellerin yeşermesi) için, bahardaki mâ-i Nisandır (Nisan Yağmuru ).”
Mektubat, 7.Nükte, S:571/7 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Saltanat-ı rububiyet-i İlâhiyeye (RABBİMizin her yeri kuşatan saltanatı) karşı ubûdiyet-i beşriyenin (insanlığın kulluk görevinin) resmigeçit yapmasına en parlak, kudsî bir bayram hükmündedir.”
Mektubat, 7.Nükte, S:571/8 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Ve öyle olduğundan, yemek içmek gibi nefsin gafletle hayvanî hâcâtına (ihtiyaç) ve mâlâyâni (faydasız) ve hevâperestâne (nefsin isteklerine düşkün) müştehiyâta (hoşa giden, lezzetli şeyler) girmemek için, oruçla mükellef olmuş.”
Mektubat, 7.Nükte, S:571/9 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Güya muvakkaten hayvaniyetten çıkıp melekiyet vaziyetine veyahut âhiret ticaretine girdiği için, dünyevî hâcâtını (ihtiyaçlar) muvakkaten bırakmakla, uhrevî bir adam ve tecessüden (cesetleşme) tezahür etmiş bir ruh vaziyetine girerek, savmı (orucu) ile Samediyete (Rabbimiz’in hiçbir şeye muhtaç olmaması) bir nevi âyinedarlık etmektir.”
Mektubat, 7.Nükte, S:571/10 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Dünya madem fânidir (ölümlü, gelip-geçici ), . Hem madem ömür kısadır.”
Mektubat, 5.Mesele, S:108/1 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Hem madem gayet lüzumlu vazifeler çoktur.”
Mektubat, 5.Mesele, S:108/2 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Hem madem hayat-ı ebediye burada kazanılacaktır.”
Mektubat, 5.Mesele, S:108/3 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Hem madem dünya sahipsiz değil.”
Mektubat, 5.Mesele, S:108/4 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Hem madem şu misafirhane-i dünyanın gayet Hakîm ve Kerîm bir müdebbiri (idare eden, çekip çeviren) var.”
Mektubat, 5.Mesele, S:108/5 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Hem madem ne İyİlİk ve ne fenalık cezasız (karşılıksız) kalmayacaktır.”
Mektubat, 5.Mesele, S:108/11 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Hem madem
لا يُكَلِّفُ اللّٰهُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَاۜ
sırrınca teklif-i mâlâyutak (gücünün yetmeyeceği bir şeyi ona yükleme) yoktur.”
Mektubat, 5.Mesele, S:108/12 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Hem madem zararsız yol, zararlı yola müreccahtır (tercih edilir ). “
Mektubat, 5.Mesele, S:108/13 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Hem madem dünyevî dostlar ve rütbeler kabir kapısına kadardır.”
Mektubat, 5.Mesele, S:108/14 - Bediüzzaman Said Nursi
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Elbette, en bahtiyar (bahtı açık) odur ki, dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın, …”
Mektubat, 5.Mesele, S:108/15 - Bediüzzaman Said Nursi
