Salih Tuna: ‘Ölüm Hakkında Konuşmalıyız’
Yazar Salih Tuna Sabah’taki köşesinde ‘Ölüm Hakkında Konuşmalıyız’ başlıklı yazısında ölümün hakikatini ‘ayne'l-yakin idrak etmek lazım’ dedi.
Muhabbet Medya - Haber Merkezi
Sabah Gazetesi yazarlarından Salih Tuna ‘Ölüm Hakkında Konuşmalıyız’ başlıklı yazısında herkesin kendi ölümü yerine de başkasının ölümünü konuşmayı sevdiğine dikkat çekerek, ölümün hakikatini ‘ayne'l-yakin idrak etmek lazım’ dedi.
Tuna’nın yazısının ilgili kısmı şöyle:
...
Herkes nasıl ki kendi putu yerine başkasının putunu yıkmaya teşneyse, kendi ölümü yerine de başkasının ölümünü konuşmayı seviyor.
Oysa kendi ölümünü aklına getirmiyorsan bu nice konuşmaktır!..
Hayat dediğin nedir ki?.. Dün geçmiş gitmiştir, yarın yaşanmamıştır; Theo Angelopoulos'un filmi misali, "Sonsuzluk ve Bir Gün"dür. Yani, hayat sonuç itibarıyla bir günden ibarettir. Haliyle, "her ölüm erken ölüm" olduğu kadar, "herkes de ölecek yaştadır."
Evet, bunları herkes biliyor. Lakin, bilmek yetmez, ayne'l-yakin idrak etmek lazım.
Ölümün hakikatini bize kim nasıl idrak ettirecek? Ebedi/sonsuz hayata nasıl hazırlanacağız?
Ölüme hazırlıksız mı yakalanacağız yoksa? Ölüme hazırlıksız yakalanmak "kaçak hayatlar" yaşamaya mahkûm olmak değil midir?
Merhum üstadımız Kemal Tahir'in müthiş bir anekdotu vardır. Cezaevi yönetimi, bir aydın/düşünür/sanatçı olarak ondan sabahleyin idam edilecek bir mahkûmu teselli etmesini ister. Kemal Tahir kara kara düşünür; söyleyecek bir söz bulamaz. "Konuşacak konu ararken birden fark ediyorum ki, bu dünyada bütün konuşmalar geleceğe aittir; geleceği olmayan bir adamla konuşacak bir şey yoktur..." der.
Geleceğe yani sonsuz hayata dair söyleyecek sözü, kalbimize inşirah verecek kelamı olmayanın "hayatın anlamı" üzre sadra şifa sözü olabilir mi?
Ölüm her gün inen ayettir. Ve, herkesin başında, mukadderattır.
...
www.muhabbetmedya.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.