Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı.
(Duha suresi 3. Ayet)
Bu ayeti ne zaman düşünsem içim ayrı bir huzur ve güvenle doluyor. İnsana umudu müjdeliyor. Ruhunu fırtınalı kışlardan alıp yemyeşil baharlara götürüyor sanki. Dayanma, direnme gücü veriyor insana. Dipsiz zifiri karanlıklara doğan bir ışık, bir güneş gibi umut kokuyor bu ayet. Pes etme, vazgeçme sen yalnız değilsin diyor adeta.
Bugünümüze ve geçmişimize dönüp baktığımızda, dünya hiçbirimiz için kolay bir yer olmadı. Hepimizin hayatında bir yerlerde zorluklarla karşılaşıp, kendini kimsesiz, çaresiz hissettiği zamanlar olmuştur mutlaka. Fakat kalp gözümüzle şöyle bir dönüp baktığımızda, biz aslında hiçbir zaman kimsesiz ve çaresiz olmadık. Sadece içinde bulunduğumuz durumun aslında bizim için ne kadar gerekli ve o duyguları yaşamanın bize ne derece değerli şeyler kattığının bilincinde değildik.
Biz bütün bunları yaşarken sürekli olarak bizi gözleyen, adım adım bizim karşımıza çıkan imtihanlara, zorluklara nasıl tepki verdiğimizi izleyen, rahmetini sürekli üzerimizde barındıran ve bizden asla ümidini kesmeyen bir rabbimiz vardı. Tıpkı şu anda olduğu gibi.
Hayat yolunda çektiğimiz hiçbir zorluk boşa değildi hepsi bizim güçlenmemiz ve bugünkü olgunluğumuza erişebilmemiz için yaşamamız gereken zorluklardı. Tıpkı demirin şekil alabilmesi için önce kızgın ateşte dövülüp uygun kıvama getirilmesi gerektiği gibi...
Bizler bütün bunların idrakine varabilmeli ve daima yaşamımızı buna uygun sürdürebilmeliyiz. Ancak bizler neticede beşeri varlıklarız. Gün gelir yönümüzü şaşırabilir, yanlış yollara sapabiliriz. Bundan dolayı da duamız hep şu olmalı;
Allah’ım kusursuz olan sensin, bizler hataya düşmeye meyilli varlıklarız. An gelir gaflete düşer, yönümüzü şaşırıp yanlış yollara sapabiliriz. Biz yanlışa düşüp gaflet içerisine girsek bile sen yine de bizleri rahmetinden, merhametinden mahrum bırakma Allah'ım. Bizi tekrar doğru yola, senin yoluna döndür.
Biz kendimizi bıraksak da sen bizi bırakma Allah'ım, sen bizi hiç bırakma Allah'ım!...