“Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık.”
(İsrâ: 13)
Kul ateşini de nurunu da ahirete kendi götürür. İnsan iki türlüdür: Biri narda, diğeri nurda…
Biri titremeden, diğeri muhabbetten hoşlanır. Birinin sözünde yalan, diğerinin özünde iman vardır. Biri hile düşünür, diğeri Yusufça çile doludur. Birinde saltanat kavgası, diğerinde Ab-ı hayat davası vardır. Birinde Nemrut tuzakları, diğerinde İbrahim sevdası..!
İnsan bu rehbere göre yolunu Kur’an ışığında tayin ederse kurtuluşa erenlerden olur.
“Andolsun ki Biz, Kur’an’ı anlaşılsın diye kolaylaştırdık. Var mı öğüt alıp düşünen?”
(Kamer: 17)
Düşünelim… Hayatımızda defalarca hatim yaptık. İlahi mesajlardan ne anladık? Hayatımızda bir değişiklik oldu mu? Yoksa sadece okumak için mi okuduk?..
Günümüzde en çok yara alan, en çok çile çeken çocuklardır. Masum, günahsız yavrular mazlum coğrafyalarda zalimin zulmüyle bir lokmaya muhtaç edildiler. Müminler, merhametin meyvelerini tüm dünyaya yaysın ki; her çocuğun kapısını çalsın, hüzünlü ve dertli yavruların gönlünde, yüzünde umut olsun.
Onlar için kış; titremek, üşümek… Sığınacak sıcak, merhametli gönüller bekliyorlar. Ateşkesle bekledikleri umut, mutluluk maalesef gelmedi. Biz müminlere düşen; iyilik ve yardımın sözle, lafla olmaması, özden, ruhtan, eylemden, söylemden belli olan, gönülden coşarak yapılan bir hal olmasıdır.
Bu dünya hayatı geçicidir.
“İyilik ve takva için yardımlaşın; günah ve düşmanlık için yardımlaşmayın.”
(Mâide: 2)
Resûlullah (s.a.v.) hadîsinde şöyle dua etmiştir:
“Ey Allah’ım! Beni, iyilik ve salih amel yaptığımda sevinen; kötülük ve günah işlediğimde hemen hatasını anlayıp istiğfar eden kullarından eyle.”
(İbn Mâce)
“Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkını vermek Allah’a aittir.”
(Hûd: 6)
Bu ayetle Rabbimiz, durumu iyi olan müminleri yardımda vesile kılıyor. Bilmeliyiz ki; Allah yolunda ne verdiysek, sermayemiz odur.
Gazze’de onlar açken biz tok yatar, tıka basa doyarsak; bu nasıl bir imandır?..
“Mal sahibi, mülk sahibi; hani bunun ilk sahibi?”
Unutmayalım: Yenilen helaya gider, Allah için verilen Arş-ı Âlâ’ya gider.
İşte geldik, gidiyoruz… Hiçbir şey götüremeyeceğimiz bu fani dünyada hayırlı amellerimizi çoğaltalım. Allah’ın rızası, O’nun emrine sadık kalmakla olur.
Ey kimsesizlerin kimsesi Allah’ım! Bizleri fitneden, iftiralardan koru. Sevgiyle, merhametle birbirini kucaklayan müminlerden eyle. Âlem-i İslâm’a birlik, beraberlik, Ensar kardeşliği nasip eyle.
Âmin.