Güney Afrika’da Bir Osmanlı: Ebubekir Efendi

Raşit Duran

Gençlik (üniversite) yılları ve sonraki dönemlerimizde, tarihçi yazarlarımızdan merhum İlhan Bardakçı Bey’in (1926-2004), özellikle Osmanlı ile ilgili tarihî yazılarını ve tarihî kitaplarını beğenerek hatta onur duyarak okur; tarihimiz ve ecdadımızla haklı olarak iftihar ederdik. Bugün; bu haklılığımızı teyit eden / doğrulayan bir başka iftihar vesilesi olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Malûm; tarih bir milletin hafızadır. Nasıl ki hafızasını kaybetmiş insan ne yapacağını ve ne yöne gideceğini bilemez; öyle de tarihî hafızasını yitirmiş, mazisinden kopmuş, tarihinden bîhaber bir millet de gelecekte ne yapacağını hangi yönde ilerleyeceğini bilemez. Evet, dün insaniyette ve medeniyette zirveyi tutmuş, âleme numune-i imtisal olmuş, Güney Afrika’ya bile el uzatmış iken bugün, coğrafyamızda yaşanan perişan halimizi bir de bu perspektiften değerlendirmenizi rica ederim.

İdris Koç’un Dost Seçme Sanatı isimli güzel kitabını okurken, Dostluk Hikâyeleri bölümünde, beni hayli etkileyen, tarihimizi ve ecdadımızı bir kez daha sevmeme ve iftihar etmeme sebep olan gerçek bir hikâye ile karşılaştım. Hikâyeyi kitaptan özetliyeyim:

“Hollanda sömürge yönetiminin yasakları altında yaşayan Güney Afrika Müslümanları, İslâm’dan uzaklaşmış, kendilerine intikal eden sözlü ve fiilî tatbikatlarla İslâm’ı anlamaya ve yaşamaya gayret etmişler. Fakat zamanla kendi aralarında mezhep ve itikat tartışmaları başlamış ve bu tartışma, 19.yy’ın ortasına gelindiğinde çatışmalar dönüşmüştür. Bunun üzerine Müslümanlar Cape Town’daki sömürge valisine başvurarak Osmanlı’dan fetva ve dini kitaplar isterler. Bu talep üzerine Sultan Abdülaziz (1830-1876), Güney Afrika’ya dini kitaplarla birlikte ulemadan Ebubekir Efendi’yi hem muallim hem müderris olarak 1862 tarihinde Güney Afrika’ya gönderir.

Atlas Okyanusu’nda kırk gün süren buharlı gemi yolculuğundan sonra 13 Ocak 1863 günü Cape Town’a varır. Sömürge valisi halkın Ebubekir Efendi’yi karşılamasını istemediğinden ve bölgedeki Osmanlı nüfuzunun artacağı düşüncesiyle olayı gizli tutmuştur. Fakat daha sonra bunu duyan Müslüman halk, Osmanlı aliminin kaldığı Royal Otel’e akın ederek ziyaretlerde bulunurlar.

Ebubekir Efendi gelişinin ikinci gününde göreve başlar. Tahmininden zor bir görevdir. Çünkü, karşısında batıl geleneklerini din haline getirmiş bir halk vardır. Cape Town’da kiraladığı hem okul hem ev olarak kullandığı mekânda kızlı-erkekli 300 öğrenci ile eğitime başlar. Bundan başka; genç-yaşlı, kadın-erkek yetişkinlere de sohbet toplantıları ile dersler verir.

Karşılaştığı en önemli zorluk lisan/dil meseledir. Ebubekir Efendi, yerel halk ile kolayca iletişim kurabilmek ve anlaşabilmek için yedi ayda yerel dili öğrenir. Hemen ardından sahte hoca ve şeyhlerle mücadele ederek, “Doğru İslâm’ı ve İslâmiyet’e layık doğruluk” eğitimini verir. Birbiriyle çatışan Müslüman cemaatleri barıştırır. Temel dini eserleri yerel dile çevirerek bir kaynak oluşturur. Kurduğu okuldan üç yıl sonra mezun olanlar memleketlerine dönerler, orada da benzer okullar açarak “Doğru İslâm’ı ve İslâmiyet’e layık doğruluk” anlayışının Güney Afrika’da yayılmasını sağlarlar.

Burada evlenen Ebubekir Efendi’nin beş oğlu olur. Oğullarından Ataullah’ı iyi bir alim olarak yetiştirir ve 1884 yılında Kimberley’de açılan Osmanlı okuluna müdür olarak tayin edilir. Güney Afrika’ya muallim ve müderris olarak 48 yaşında görevlendirilen Ebubekir Efendi, 1880 yılında vefat eder; Cape Town’daki alimlerin defnedildiği şehrin en eski mezarlığı Tana Baru toprağına emanet edilir.”

Son söz; yazımızı merhum mütefekkir ve münevver Cemil Meriç’in Osmanlı’ya dair bir sözüyle bitirelim: “Avrupa medeniyeti tarih sahnesine çıktığı sırada Osmanlı, bütün ihtişamıyla yaşıyordu. Osmanlı medeniyeti; 1000 yıllık mazisi olan, bütün medeniyetler içinde en insanîsi ve en birleştiricidir ve en civanmerdidir. Osmanlı İmparatorluğu yoktur, Devlet-i Aliyye vardır.” (Sosyoloji Notları)

**

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.