Siz Onu Tanımadınız

Ömer Faruk Topçu

O saçıp savuran duygu müsrifi
Siz onu tanımadınız
O vicdanına kırağı düşmüş
Dudakları kurumuş susuzluktan
Suyu döv döv yine su
Arzularınıza yaklaşamaz bir adım
O serpen serpiştiren
Bir müzmin demedim mi?

Kuşların cıvıltısını duyuramayan
Tüylerle dolu östaki
Pirelerin aşamadığı sırma saç
Sonrasında kabardı safra
Saçı tara tara yine şare yine perçem
Bırak elinden kaşağıyı yüzüme bak
O derileri dağlayan
Bir cellat demedim mi?

Siz onu tanımadınız
Ümit nağmeleri nagehan
Matem her dem deliyor burcu
O sarhoş duruşuyla kendinden geçen
Leşe söv söv yine leş
Bir lahza kokusu gitmez ki peşinden
O iftiras dolu
Bir vahşi demedim mi?

Yakıp kavuran sıcak bir his
Bayağı mendilinde kahkaha
Ruhumun diz bağları düşünce kuyuya
Ağladı selvi boylu Yakup
Elimde olmasa ne çıkar yokluğundan
Çaresiz yollarım çatallanınca
Üşüyor sağ yanımda karlı istanbul
Sol yanımda sümbül

Sevda kutsi
Olamaz o sevda
Siz onu tanımadınız
O kahreder kadrin yığılmış ufkunu
İzzet nedir asla talim edemez
O serpen serpiştiren bir müzmin
O derileri dağlayan bir cellat
O iftiras dolu bir vahşi demedim mi?


2000
İSTANBUL