Maalesef toplumun bir kesimi, üstünlüğü teknolojinin gelişimine bağlayarak, tesettürlü ve dine bağlı kadınları ‘Çağdışı’ diye tanıtıp söylenirler.
Elbette günümüzün ihtiyacı nedeniyle, insanların teknolojiyi iyi tanımaları yerindedir. Ancak teknolojiyi âdete ilahlaştırmamak gerekir. Hem teknolojinin iyi yönleri olduğu gibi olumsuz yönleri de vardır. Örneğin olumsuz yönüyle işsizliğin artması bunlardan biridir. Bunun yanı sıra, teknik yollarla herhangi bir yeri bombalama sonucunda çoluk çocuk, ihtiyar ve masum kadınlar ölebiliyor. Örneğin Filistinli kardeşlerimiz çoluk çocuğuyla, lanetli Siyonistlerin teknolojileri ile yok ediliyor. Bu nedenle teknolojiyi çok abartmamak gerekir. Çünkü teknoloji her şey değildir. Teknoloji güzel kullanıldığında faydalı, yanlış kullanıldığında ise kötüdür. Ayrıca teknolojiyi Allah’tan bağımsız göremeyiz. Çünkü teknolojiyi insana ilham eden Allah’tır. Bu nedenle bizleri Allah’a yaklaştıran teknolojiye ihtiyacımız vardır.
Nitekim Allah, bizleri ruh ve bedenden yaratmıştır. Bedenimizin ihtiyaçları olduğu gibi ruhumuzun da ihtiyaçları vardır. Teknoloji ruhumuzun ihtiyacını veremez ki!.. Öyleyse insan neden dine ihtiyaç duymasın ki!? O halde kendilerine 'modern' diyerek üstün görenlerin teknolojinin arkasına sığınıp, dine ihtiyaç olmadığını belirtmeleri saçmalıktır. Bu bağlamda üstünlüğün teknoloji ile olduğunu söylemenin alt yapısı çürüktür.
Öte yandan geçmiş cahiliye döneminde insanlar kız çocuklarını diri diri gömerlerdi. Günümüzde ise güya kendini üstün olaraktan tanıtan batı (batıl) Müslüman ülkeleri kan gölüne çevirmiş oldu.
Hani bunlar teknolojinin gelişimiyle ilerlemiş medeni insanlardı(!) Anlaşılan günümüzün cehaleti ile geçmişin cehaleti arasında hiç fark yoktur. Sonuç itibariyle yine bir şekilde insanlık öldürülüyor. O halde ister siz bu cehalete kılıf uydurup medeni insanlar deyin ne derseniz deyin, yine cehalettir, yine cahilliktir. Böyleleri ne kadar üniversite okurlarsa okusunlar, ne kadar diploma alırlarsa alsınlar, sadece okumuş cahillerden öteye geçememektedirler.
O halde cehalet elbisesine bürünmüş toplumlar, medeniyetin tanımını bilmiyorlar. Peki, medeni insanlar, başka insanları küçük düşürür mü? Hâlbuki bunlar dindar insanları ‘Çağdışı’ diye adlandırır ve onları küçük görürler. Aslında sadece Batı değil, toplumumuzun güya medeni (modern) kesimi de bu kervana katılmaktadır. Kimse kusura bakmasın ama, bunlar medeni falan değiller. Aksine bunlara çağdışı ve medeniyetsiz demek zorundayım. Maalesef onların söyledikleri akla uymuyor.
Nitekim küfür; akılları, zihinleri ve kalpleri bulandırıp kötülüğü almaya meyyal hale getirerek, iyiliğe olan meyilleri söndürmektedir. Malum Batının, yani batılın eli her yere uzanmaktadır. Güya medeni olan bu batıl; her konuda kendini masum göstererek, yardıma ihtiyacı olanlara yardım ediyor. Hâlbuki onlar, batıl düşüncelerini Müslüman toplumların içine yayma peşindeler. Onların gıdası ise Müslüman kanıyla beslenmektir.
Ancak Müslümanlar uzun süre uyudukları için, kendi aralarında çok bilinçli bireyler yetiştiremeyip, batılı almaya müsait hale geldiler. Böylece Müslümanların bir kısmı; en sonunda küfür, şeytan ve batılın düşüncelerini alarak yaşamını devam etmektedir.
O halde gerçek ilerleme ve medeniyet İslâm dinindedir. Düşünün ki İslâmiyet, kızlarını diri diri gömenlerden bir karıncayı bile basmaktan sakınan ve kaybolan bir koyunun hesabını vermekten korkan insanlar meydana getirmiştir. Bu nedenle gerçek nezaket ve medeniyet İslâm dinindedir. Hem buna delil olabilecek örnekleri sayarsak bitiremeyiz.
Ancak günümüz Müslümanların medeniyeti kendi kişiliklerine yansıtmamış olmalarının nedeni, İslâmiyet’i hayatlarının her alanına geçirmemelerindendir. Bu nedenle sorun İslâmiyet’te değil, kendilerindendir.