Esra Can’ın yazısı
Vahşi zulümatın karşısında duran ve nadir bulunmakta olan naif kalpler vardı elbet; halis insanların taşımakta olduğu. Lakin ortalıkta hiç utanmaksızın gezen bu bencillik de neydi böyle?
Dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimizin(Doğu Türkistan, Arakan, Filistin, Irak, Yemen, Suriye ve daha niceleri) feryatları kulaklarımızı inletmiyorsa, oradaki çocukların buruk gülümsemesinin altından akan gözyaşları yüreğimizi yakıp paramparça etmiyorsa sol göğsümüzde yatan organın ismine kalp demeğe vicdanımız el verir mi?
Sevgili peygamberimiz (s.a.v) Veda Haccı'ndaki insanlara seslenirken "İNSANLAR" diyor tüm ümmetine. Başka bir meziyet anmaya gerek duymuyor. Demek ki bir müslüman İNSAN, gerekli ahlaki hasenelere sahip olmalı. Kendimize insan diyebilmek için bir şeyleri sizce de değiştirmemiz gerekmiyor mu?
Bu kadar uzaklara gitmeden önce en yakınımızı da pek farkında değiliz. Mesela şu zamanda hemen yanı başımızdaki belki geceler boyu süren hıçkırıklarını kahkahalarına saklayan arkadaşlarımızın yalnızca duvar olarak kullandığı gülümsemesini göremeyecek kadar körleşmişiz. Bir şeyleri değiştirebilmek, etrafımızdaki insanların hayatlarına dokunmaya gücümüz yetmeyecek olsa bile dua edebilmemiz için bir şeyleri farkında olmamız gerek. Yazımda hep biz kalıbını kullandığımı fark etmişsinizdir. Çünkü artık ben, sen değil; biz olmak zamanıdır.
Belki de atamadığımız kurşunlarımızı dualarımıza sarıp gönderebilirdik, tabi farkında olsaydık bazı şeyleri... Mesela Myanmar'daki Arakanlı 3,5 milyon kardeşimizin 1 milyon civarına kadar düşmesinin acısı kaç kişinin yüreklerine düştü? Kaç kişi Yemen' deki kardeşlerimizin yaprak kaynatarak elde ettikleri acı ve ekşi bir ezmeyi yiyerek hayatta kalmaya çalıştığından haberdar? Ne kadarımız ülkesinden Türkiye'ye hicret etmeye mecbur kalan Suriyeli muhacir kardeşlerimizin ruhundaki yaraları bir ensar olarak sarmaya çalışıyor ya da onlar hakkında empati yapmaya çalışıyor? Tüm bu sorularımın cevaplarının olumsuz olması maalesef ki hepimizi üzecek türden olsa da artık en azından dualarımız dünyayı sarmalı, dualarda dahi ben dilini bırakıp biz dilini kullanmalıyız. Hiçbirimizin kardeşlerimizi bir daha bu kadar ihmal etmemesi duasıyla kalmak temennisiyle...