Mevsim değişir ihtiyaçları değiştirerek...
Bir-iki ay önceydi paltosuz dışarıya çıkamadığın günler.
Kalın ceketler, boğazlı kazaklar oduncu gömlekler...
Bugünden sonra sıkıysa giy bunları.
Doğalgaz kalorifer masrafı da son buldu; şükür...
Artık, kısa kol gömlek yahut tişört ve keten pantolon kombini olacak.
Sebze meyve ucuzlayacak güneş yakacak ama serin sular klimalar imdada yetişecektir.
Hararat ile beraber rehavet de başlayacak. Ataletten türetilmiş tatil anlayışı yaygın bir hal almaya devam edecek yine.
...
Şaka-maka bir tarafa yaz, bu sene erkenden burnunun ucunu gösterdi.
Yaz sadeliktir. Fakiri zengini biraz eşitler gibidir. Herkese yetecek kadar bol ve ucuz domates biber patlıcan karpuz kavun vardır. Bir şeyleri yemek için ayrıcalıklı olmanız gerekmiyor bu mevsimde.
Kılık kıyafetin en ucuza tedarik edildiği bir mevsim.
Evsizlerin dışarıda kalma korkusunu attıkları dost bir zaman faslı.
Yaz güzeldir işte...
Refahın tabana yayıldığı, enflasyon canavarının bile havlu attığı bir takvimdir.
Cennetten kokular vardır her yazda.
Soğuk içecekler, serin ırmaklar, vefalı dostluklar.
Uzun günler, bol güneşli günler.
Nereden bakarsanız bakın yaz güzeldir.
Kış mecburiyetten idare edilen mevsimdir, yaz ise hiç bitmesini istemediğimiz bir rüyadır.
Arada bir sıcaklardan sineklerden sebep söylensek de vakıa budur.
Yaz fıtratımızı okşayan bir fasıldır.
...
Ama güz ama kış ama bahar olmadan erişilmiyor yaz günlerine. Ve dünyanın döngüsüdür kıyamete dek; her yaz, güze evrilme gerçeğiyle yüzleşecektir.
Gönlümüzün yazı bitmesin. Yüreğimizin bereketi azalmasın. Fıtratımızın sadeliğini kaybetmeyelim yeterki...
Belki de yanlış değerlendiriyoruzdur. Her mevsim kendince güzeldir. Ya bizzat güzeldir, ya sonrasını netice verdiği için güzeldir.
Her mevsim bizi alır monotonluktan yaşadığımız statik halden başka bir hale dönüştürür havadan faktörlerle.
Her hava bizi cebren başka havalara sokar. Tebeddülat, tahavvülat ve tağayyurat hep bu havaların eliyle oluverir. Yani yenileniriz, değişiriz dönüşürüz hava gibi, su gibi...
Ve hayat dediğimiz şey, yani insan ömrü...
Kaç yaz ve kaç güzden ibarettir acaba?
Mesela benim bakiyemde kaç yaz kalmıştır sevdiceğimden acaba?
Kimbilir, belki son yaz, belki de nasipte vardır bir dizi yaz...
Ama güz beliriyor yazın bir ekiminde-kasımında.
Ve yazlar da dökülüyor yaprağın sararıp dallardan dökülmesi gibi.
Neyse keyfimizi bozmayalım; yazı değerlendirelim dolu dolu.
Nasıl mı?
Tarzınıza, hayatınıza ve idrakinize bağlı olarak...