Her taraftayız ama ağırlığımızın hükmü yok
Cürmümüz yok, fi'limiz yok, varlığımızın hükmü yok
Uçup giden bir şey mi var; bir çekilme; buharlaşma?
Yaz faslında üşüyoruz, narlığımızın hükmü yok
Öyle çalım ata ata, etrafta gezip dolaşma
Ne bey, paşa, ne şah, ağa, çarlığımızın hükmü yok
Bu nasıl berbat bir dünya, bu sukuta gel de şaşma
Her tarafta kan dökülür, darlığımızın hükmü yok
Meydan okunur aleni, olmaz mı hiç hesaplaşma?
İzzetimiz sürünüyor, arlığımızın hükmü yok
Tek hüner, tek meşgalemiz, sızlanma yahut hapşırma
Dost boşuna bekler bizi, yârlığımızın hükmü yok
Feverân etmek yerine, derler ki sabrı taşırma
Samanla yanar söneriz, harlığımızın hükmü yok
Neden yahu göremezsin, bir hareket, bir kalkışma
Üzülürüz içimizden, zarlığımızın hükmü yok
Maruf der ki, kıyam vakti, kınamaklarla uğraşma
İstiğfar çek konuşmaya, şa'rlığımızın hükmü yok