Dünyanın bitmeyen malayani muhabbeti bitsin istiyordun her zaman. Söylenilecek bir söz varsa o da kudsi olmalıydı. Boş konuşulmasına tahammülsüzdün. Düşünerek ve kibar konuşmalıydı senin sevdiklerin. Ya öğretici olmalıydın ya öğrenici… Bir söz söylendiğinde önünü iliklemeliydi dinleyenler. Yoksa sence konuşmanın pek de bir anlamı yoktu.
Bir otobüs yolculuğundaki izlenimlerimden doğdu seninle alakalı bu fikirlerim. Sen fark etmiş miydin bilmiyorum izlendiğini. İnsan farkında olsun ya da olmasın hep izlenir zaten. Öyle bir an sizi izlemiştim ben de. Önünü iliklemiş ve edebe bürünmüştün. Dış görünüşüne önem veren ve her zaman haklı olduğunu zanneden dünyanın sözlerine. Güzel sözler söylenecek ümidiyle. Halbuki tek ütülü pantolon giyen dünya değildi. Sen ondan daha şıktın ve daha latif. Dünya güzel sözler söylemeyi başaramadı sana. Herkesi hayal kırıklığına uğrattığı gibi seni de hayal kırıklığına uğratıyordu. Dışı ile içi bir değildi bu dünyanın. Herkese yaptığını yapıyordu. Anlayacağın kafa şişiriyordu her zamanki gibi. Halbuki sen bunu hak etmiyordun. Doyasıya güzel sözler işiteceğin günlerin hatrına tahammül mü etmeliydin. Şaşkındın. Kör olası bir de nezaket vardı. Ne zor. Abes ifadeler sarmışken otobüsün içini böyle düşünüyordun sanki. Çoğalınca herzeler boynunu büktün edebinle. Daralmana aldırmaksızın üzerine geliyordu beyaz saçlı dünya. Sus demek istiyordun. Sus artık!
Dünya konuştukça konuşuyordu. Olacak gibi değildi. Nihayet sen sustun. Artık onu duymuyor ve onunla konuşmuyordun. Başardın işte güzel yüzlü insan! Tam da bu esnada “Boyun eğmemeliydi insan vahyin dışındakilere” diye bir ses geldi gençlerden. Bir an rahatladın. Aydınlandı dünyan yeniden. En sevdiğin tanışmanın olduğu gün gibi sevinçliydin. Boş sözlere yüzünü ekşiterek ayetlerin ezberlenmesine belki de böyle zemin hazırladı Mübeşşir. Onlarca masum çocuğa yüzlerce ayet ezberlettin. Durmaksızın ezberleyecekleri yerleri inşa ettin tırnaklarınla. Elbette seni anlayamıyordu artık dünya. Sen de onu dinlemekten kurtuldun yüce bir vakarla.
BEŞİR
Fani dünyanın perdeleri kapandıktan sonra insanın peşinden dualar ve güzel şahitlerdir aranan. Bekaya uçarken insanın yanında erzakı olmalı. Belki de dualar ve güzel şahitler insanı şehit olarak çıkarır huzura. Şu zindanı dünyadan bostanı cinana giderken kalbine dokunduklarından başka ne var.
Siz hala ibret almaz mısınız faniler? Beşir gitti göz göre göre. Şimdi sizi kim tebşir edecek. Var mı Beşir gibi bir yoldaşınız? Var mı onun tarif ettiği yoldan başka bir yol? Fatiha okursan fatiha yağar göklerden. Doğru yolu bulursun. Taziyelere, samimane gidersen geç kalmazsın hiç bir zaman rızaya. Okşarsan yetimin başını mahşerde yetim kalmazsın. Yaşarken sen gidersen dostlara onlar da ölümüne peşinden gelir.