Sevgiyi Yürekte Yeşertebilmek

Hümeyra Yıldız Dülek

Bir kadın evinden çıktı, evinin önünde beyaz, uzun sakalları olan üç yaşlı adam gördü. Onlara:

- Sizi tanımıyorum ama aç olmalısınız, lütfen evime buyurun ve bir şeyler yiyin, dedi.

Üç yaşlı adam

- Kocanız evde mi?, diye sordular.

- Hayır, dedi kadın: "Dışarıda."

- O zaman giremeyiz, dediler.

Akşam kocası eve geldiğinde kadın olanları ona anlattı. Kocası:

- Onlara eve geldiğimi söyle ve onları eve davet et, dedi.

Kadın dışarı çıktı ve yaşlı adamları davet etti. "Biz bir eve hep beraber girmeyiz" dediler.

Kadın: "Neden?" dedi. Yaşlı adamlardan biri cevap verdi:

- "Onun adı Zenginlik'tir" dedi, arkadaşlarından birini göstererek.

Ve bir diğerini göstererek "Onun da adı Başarı'dır,

Ve ben de Sevgi'yim.

Sonra ekledi: "Şimdi eşinle konuş ve hangimizi evinize davet edeceğinize karar verin"

Kadın eve girdi ve olanları kocasına anlattı. Kocası çok sevindi :

- "Ne kadar harika" dedi, "Zenginliği davet edelim, gelsin ve evimizi zenginlikle doldursun"

Kadın: "Neden başarıyı davet etmiyoruz?" dedi. O sırada onları dinlemekte olan kızları:

"Sevgiyi davet etsek daha iyi olmaz mi?" diye sordu, "O zaman evimiz sevgiyle dolar."

Adam:

- Bence kızımızın tavsiyesine uyalım, sevgiyi davet et, Sevgi bizim misafirimiz olsun, dedi.

Kadın dışarı çıktı, sevgiyi seçtiklerini söyledi ve sevgiyi evlerine davet etti. Sevgi kalktı ve eve doğru yürümeye başladı. Diğer iki arkadaşı da ayağa kalktı ve onu takip ettiler. Kadın büyük bir şaşkınlıkla:

- Ben sadece sevgiyi davet ettim, siz neden geliyorsunuz?" diye sordu.

Yaşlı adam cevap verdi:

Eğer siz zenginlik veya başarıyı davet etmiş olsaydınız, diğer ikimiz kalacaktık, ama siz sevgiyi davet etmekle en iyi kararı verdiniz, zira ben nereye gidersem, başarı ve zenginlik de benimle gelir.

Bu hikayeciği paylaşmak istedim sizlerle. Nedenini bilmiyorum, sanırım hoşuma gitti; Gerçekten sevmekle başlar insan hayatı.

Ve Sevebilmek ne büyük bir nimet, yüreğinde sevgiyi alevlendiren, hayatını sevginin renkleriyle boyayabilen insanlar yaptığı her işte daha başarılı, daha mutlu, daha umutlu, en önemliside daha çok verimli olurlar ve her zaman çevrelerine adeta ışık saçarlar.

Yüreği dar insanlardan etmesin Rabbim bizleri. Neden yüreği dar insanlara takıldım şimdi diye düşünebilirsiniz, anlatayım;

Çalışma hayatımın bir safhasında bana ve işime musallat olmuş bir zevat vardı, ne yapsam hoşnut edemezdim kendisini, aslında işimle de çok alakalı bir insan değildi, lakin nerede görse laflarıyla taciz ederdi beni.

Başımızda gençlik var ya arada dertlenirdim, neden benimle uğraşıyor diye, sonra işime dalar unuturdum. Bir gün o insanın herkese karşı haşin, tırmalayıcı, kırıcı ve cüretkar olduğunu öğrendim, sorunun bende olmadığını hissetmek rahatlatmıştı beni, ben kendimi işime verip sadece düşüncelerimi değil varlığımla da o zevattan uzaklaştım, dost olmaya çalışmadım. Şimdiki zamanda da insanları gözlemlediğim zaman bazen içim ürperiyor, zira maalesef ki insanlarımız bencil ve biraz acımasız olmuşlar.

Size gülümseyen, candan davranan insanlar bir bakıyorsunuz size, ruhunuza, duygularınıza yabancı, sanki dün size gülümseyerek hatır soran onlar değilmiş gibi.

Bir anda yabancılaşan, duygu ve düşüncelerinize değer vermeyenler; bilin ki sevgiden nasibini almamış insanlardır. Yürekleri sevginin hazzıyla dolmamış, hayatları boyunca tam manasıyla sevilmemiş, sevgiyi hissetmemiş, sevgi gönüllerinde kıpır kıpır hayat bulamadığı için de kendinden başka herkese ‘pu kaka’ modundan kurtulamayarak hayatı çevresindeki herkese zehir edip mutlu olduklarını sanarak yaşamaktadırlar. Oysa kendileri de mutlu değildir, şikayet hayatlarının her safhasında her saatinde, her dakikasında onlarla birlikte yaşamaktadır, ruhları huzursuz, bedenleri ağrıklı, kafaları kötülükle dolu ve mutsuzluklarını birilerine bulaştırmak için yaşamak hedefleri olmuş gibidir. Emirler yağdırırlar, hareketlerinize, düşüncelerinize saygıları yoktur, varsa yoksa onların istekleri, onların duyguları, onların baş ağrıları, onların yetiştirmeleri gereken işleri, onların onların…

Çevrenizde böyle insanlar varsa, Rabbin selamını verin elbet, lakin mümkün olduğunca uzak tutun hayatınızdan, kendi huzurunuz, sükununuz ve yüreğinizde ki güzellikler için. İnanın böyle insanlar, sizin işinizi, yolunuzu, gönlünüzü karartmakla kalmaz düşüncelerinizi, planlarınızı alt üst edebilir.

Sevmek gerçekten var olmaktır aslında. İnsan kendini, hayatını, çoluğunu çocuğunu sevmeli, hem de çok sevmeli, ve bu sevginin farkında olmalı. Evet farkında olmak, en önemlisi de bu sanırım.

Sevgimizin, sevdiğimizin farkında olmak, bizi güzelleştirir, ruhumuza inşirah verir, her an gülümsediğimizi hissederiz, hatta sevgisiz bir yürekle karşılaştığımızda bizde ki sevgi onun her hatasını görmezden gelme olgunluğuyla, yardım elimizi o yüreğe uzatma ve ona yardımcı olma çabası göstermemizi sağlar.

Seven yürek mutludur, seven yürek huzurludur, seven yürek sevgilidir ve kendine bahşedilen nimetlerin farkındadır. Farkında olduğu her şey kişiye hususi hayatında, iş hayatında, sosyal hayatta başarı, güven ve maddi manevi zenginlik getirir.

Günlük hayatta, ilişkilerimizde, isteklerimizde içine çıkar koymadan, akıl süzgecinden geçirip onaylamadan sadece kalbimizle ve ruhumuzla sevebiliyor ve bunu her şekilde yansıtabiliyorsak ne mutlu bize. Zira sevgidir insanı insana yaklaştıran, birbirlerine karşı vazgeçilmez yapan. Ve yine sevgidir hayvanların insanlarla iç içe yaşarken, bir şeyler öğrenebilmeleri, insanların komutlarına cevap vermeleri, hepimiz farkındayızdır evimizde yetiştirdiğimiz çiçekler sevgimizle çok daha renkli ve sağlıklı gelişirler. Yıllar once bir çiçeğim vardı, her gün konuşurdum onunla, öyle gelişmişti, o kadar renkleri sağlıklıydı ki çiçekçi arkadaşım bir gün hayretini yenemeyip,

"Çiçekçi olan benim, bir çiçeğe nasıl bakım yapılır, onlar için neler gereklidir bilirim, lakin dükkanımda ki hiçbir çiçek bu kadar sağlıklı ve göz alıcı değil" demişti.

Sonra uzun süre hasta oldum, çiçeğimle ilgilenemiyordum, sadece su veriyordum, bir gün hastalıktan öylesine canım acıdı ki hüngür hüngür ağlamaya başladım, rahatlayıp sustuğumda başımı kaldırdım, yanı başımda duran çiçeğimin yapraklarına ilişti gözlerim, her bir yaprağının ucunda damla damla göz yaşı gibi su damlaları vardı, çiçeğim benimle ağlamıştı, o yeşil yapraklar sadece yaprak değildi, O yapraklar candı, canandı, o su damlaları sevginin tezahürüydü ve beni ayağa kaldıran en büyük güçtü. O gün çiçeğimin sararan yapraklarını temizleyip dertleştim uzun uzun ve iyi olmak için hem kendime, hem çiçeğime söz verdim.

Yüreğimiz sevgiyle doluysa ne mutlu bize, çünkü sevgi, hayatımız için nur, yaşamamız için kuvvet, gönlümüz için huzur, dünya için en bütünleştirici etkendir ve sevginin gücü karşısında hiçbir kötülük fazlaca direnemez.

Sevgiyi yüreklerimizde yeşerteni sevmek, O’nun yolunda olmak ve ölmek, aslında asıl mesele budur. Rabb için sevmek, Rabb için çirkinlikleri görmemek, Rabb için birleştirici, çözümleyici ve dua gibi serinletici olmak güzeldir.

Sevme duygusunu bizlere bahşeden Rabbimize şükretmesini bilmeliyiz, bunun yanı sıra sevme duygusuyla birlikte, sadakatli olmayı, dürüst olmayı, affedici olmayı, alçak gönüllü olmayı, fedakar olmayı en önemlisi sabırlı olmayı kendimize öğretip insan olabilmenin şuuruyla ömrümüzü hitame erdirip Rabbin huzuruna huzurla çıkabilmeliyiz..

Sevgiyle sevgili olup cihanı kıskandıracak kadar sevip, sevilmeniz duasıyla…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.