Hayat, şu kainatın en ehemmiyetli gayesi. Hem en büyük neticesi. Hem en parlak nuru. Hem en latif meyvesi. Hem gayet süzülmüş bir hülasası. Hem en mükemmel meyvesi. Hem en güzel cemali. Hem en güzel ziyneti. Hem sanat ve mahiyetçe en harika zi ruhu. Hem en küçük bir mahluku bir kainat hükmüne getiren mucizevi bir hakikati. Ve her hayat sahibi küçük bir kainat hükmüne getiren en harika bir kudret mucizesidir.
Bediüzzaman
Hiç kimseyi kıskanmadım ben. Hiç kimseye özenmedim. Varsa yedim, yoksa şükrettim. Canımı acıtanlara, ilenmedim, biraz ağladım, unuttum geçti. Geriye dönüp baktığımda keşke demedim. Ah etmedim. Gözüm yükseklerde hiç olmadı, hakkımdan fazlasını talep etmediğim gibi, çoğu zaman hakkım olandan da vazgeçtim.
Hakkımı yiyene, gıyabımda su-i zanda bulunana, göz göre göre şahsıma yapılan her kabalığa sustum.
Eyvallah dedim, uzaklaştım. Çok defa incitildim, yine de incitmeden, kırmadan, kendi halimce yaşadım. Kimse gül dökmedi yollarıma, yolumun üstündeki dikenleri de ayıklamadılar. Kısacası köstek olmayı çok iyi bilip, destek olmak nedir bilmediler. Talep etmede hiç geri kalmadılar lakin, bir arzun olur muydu ? diye asla sormadılar.
Umur etmedim çünkü bu hayatta ilk öğrendiğim; sıfır beklenti çok mutluluktu. Başardım.
"Şimdi bana hayat nedir?" diye sorsanız, derim ki; "Hayat, var olmak, bilmediğin bir yolda düşe kalka yürümek, başarmak veya başaramamak, acımak, üşümek, yorulmak, ağlamak, gülümsemek..."
Ne olursa olsun hayat gerçektir. Ne uyandığında gördüğünü hayra yorabileceğin bir rüya, ne de çocukken bir uçurtma kadar renkli sandığın hayallere benzer. Bazı an gelir deli bir fırtına gibi tutar kolundan savurur, bazen de kışın ortasında baharı yaşatır gönlüne. Çıkmazlara girersin, patikadan yürürsün, yokuşlar tırmanırsın. Bir gün bakmışsın düz yola çıkmışsın. Kocaman bir kutu gibidir hayat, içi sürprizlerle dolu. Tahmin etme, hep yanılırsın kısacası hayat nasıl geçtiğini anlayamadığın derin bir nefesi içine çekip bırakmak gibi bir andır. Hayat, onu olduğu gibi kabul etmezsek, bizi ezip, büzüp bir köşeye fırlatacak kadar da acımasız olabilir. Elbette hayat değil hayatımız içinde olanlar yapar bunu bize. Genelde hırsına yenik düşmüş insanların yaşattıkları da hayatın bir getirisidir. O yüzden nerede, nasıl, kiminle durduğumuza her zaman dikkat etmekte fayda var. Ve elbette Rabbimize inancımız ve imanımızın kuvvetince hayatın acı getirilerine göğüs gerebiliriz.
Bugün böyle uyandım dostlar. Neden böyle duygusallaştığımı sormayın, ufak bir haksızlığın pençesinden kurtulup, anneme uğramıştım. Anneciğim camın önünde oturmuş, arada yaptığı gibi kendi kendiyle hesaplaşmakla meşgul idi. Yine konuşuyordu hayatla, camdan dışarıyı seyrederken.
‘Ahh! hayat nesin sen? Ben ne yaşadım? Yaşadım mı? Seksen küsur yıl soluk aldım mı? topu topu bir bardak su içtim sanki bu dünyada.’
Bu sözleri duyunca gidip sarıldım anneme, "pamuğum sen çok güzel yaşadın, bizleri gördükçe neler yaşadığını hatırlamıyor musun? Hayat dediğin tam da bu anneciğim, çiçeğim. Şükrünü bol tut, duanı derinleştir, umudunu kavileştir, küskünlüklerle uğraşma, affet, herkesi helal et, ahirete kırgınlık bırakma, gülümseyerek uyan her güne, vaktinin değerini bil, Rabbini daha çok zikret. Burası dünya, ne zaman hoşça kal deriz bilinmez."
Çocuk masumiyetiyle bana bakan gözlerinden iki damla yaş süzülmüş: "yaşadık ama nasıl yaşadık?"
"Güzel yaşadık be annem, çok güzel yaşadık. Rabbimizin emir ve buyruklarını Elhamdülillah yerine getirmeye çalışarak, insanlara mihnet etmeden, tertemiz, hakka hukuka riayet edip, üzülsek de üzmeden yaşadık. Rabbimin lütfuyla güzel yaşadık. Şimdi yaşanmamışlıklar belki az biraz acıtıyor seni, ama üzülme cennet gibi bir yâri baki bekliyor bizi. Öyle güzel bir yar ki tüm yaşanmamışlıklarımız cennette çiçek açacak. Yeter ki Rabbimizden ümidimizi kesmeyelim ve O’nun şefkatine muhtaç olduğumuzu dillendirip, O’nun şefkatinde dinlenmek istediğimizi Rabbimize iltica edip söyleyelim ki; O bize en güzeli ikram edecektir inşallah."
Elbette hayat hepimize lütfedilen bir nimet dostlar. Aldığımız her nefes önemli, hayatımızı ebedileştirmek ise bizim elimizde olduğunu Üstad Bediüzzaman hazretleri çok güzel ifade etmiş.
Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı imân ile hayatlandırınız ve ferâizle zînetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhâfaza ediniz.
Huzurla huzurda kalın dostlar. Emanetiz.