Bir haber dolaşıyor sosyal medyada.
Hatırlanacağı üzere Konya'da bir emekli imam ve eşi öldürülmüştü. Öldürülen emekli imam ve eşinin katilinin maalesef ki oğlu olduğu haberleri ortaya atıldı.
Bu ve bunun gibi olayları sıkça duyar olduk artık.
Anne-babasının sözünün üstüne söz, ciğerlerinin üstüne köz düşürmekten imtina eden bir nesilden sonra, bu gibi vakalar cidden vahim.
Evladıyla arkadaş olduğunu iftiharla söylemek devrindeyiz.
Evet çocuğumuzla dost oluruz. Olmalıyız. Arkadaşlık, yarenlik de yaparız. Ama bu bizim onların büyüğü olduğumuz gerçeğini unutturmamalı.
Ana-baba hakkında, evlatlık sorumluluklarının hatırlatılması noktasında, ‘Kur'an ne emrediyor, Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) çizgisi nedir?’i sıklıkla es geçiyoruz.
Diğerlerini bilemem. Hizmet erbabı olanların, tebliğ ve tavsiye makamında oturanların vazifesi ilk evvelâ ailesi olmalıdır.
Toplumun temel taşı aile güçlendirilemez, sağlam ve düzgün temeller üzerine oturtulmaz ise, ne yapsak boş.
Tebliğ yaparken ailemizi unutuyoruz galiba...
Peygamberimize (s.a.v) bakıyoruz:
Tebliğ ve irşada ilk önce ailesinden başlamamış mıdır?
Dar daireden, geniş daireye doğru metod uygulamıştır.
Derdimiz; önce ailemizi ateşten koruyan, istikamet üzere yaşayıp rol model olmak olmalı.
Diğerleri bundan sonra gelecektir.
Hatta bunun tersi durumlarda, çocukların sevgisi eleştiriye, uzaklaşmaya, zıtlaşmaya, isyana belki de nefrete dönüşebiliyor.
Egolarımız, aynaya bakmamıza engel oluyor.
"Nerede eksiğiz?" sorusunu bize sordurtmuyor.
Öz eleştiriyi zaaf, nefsimize suç bulmayı acizlik görüyoruz.
Biz tohumları atmaya, bıkmadan usanmadan devam edersek, günü geldiğinde yeşereceğini ummak hakkımız olur.
Eskilerin "Ot kökün üstünde biter" deyimi, tam da bu konunun özetidir.
Ne kadar sahih bilmiyorum. Bir nakile göre, "Ahirzamanda köleler, efendilerini doğuracak" denmekte.
Evlatlarımız kölemiz de olmasın, efendimiz de. Herkes yerini, konumunu, önceliğini, haklarını, vazife ve sorumluluğunu bilse yeterlidir.
Sevgi-saygı-edep-iman ile şekillenen aileler, dev toplum aynasıdır.
Üçüncü sayfa haberlerine konu olan bu gibi vahim olaylar, aslında başımızı ellerimizin arasına alıp, derin derin düşünecek kadar büyük ve elzemdir.