□ Risale-i Nur, Kur’an’ın Î’câzını gösteren bir tefsirdir
□ Risale-i Nur, istikbâli de aydınlatan bir Kur’ ân tefsiridir
□ Risale-i Nur tarikat değil, doğrudan doğruya Kur’an’ın feyzinden mülhem bir hakikattir
□ Risale-i Nur, şu zamanın ihtiyaçlarına uygun bir ilâçtır
□ Risale-i Nur Kur’an’ın tesiri büyük hakiki bir tefsiridir
□ Risale-i Nur ispata dayanan bir Kur’an tefsiridir
Risale-i Nur’un özellikleri
□ Risale-i Nur imani meseleleri akli ve ilmi delillerle de ispat eder
□ Risale-i Nur, ilimler içinde hakikat ve Tevhide yol açar
□ Risale-i Nur çabuk ve kolay anlaşılır bir tarz takip eder
□ Risale-i Nur diğer âlimlerin eserlerinden farklıdır
□ Risale-i Nur her yerde ve her şeyde tevhit nurunu gösterir
□ Risale-i Nur, hakikatleri menfiyi nazara vermeden anlatır
□ Risale-i Nur, bu dünyada dahi imandaki lezzeti, imansızlıktaki sıkıntı ve elemi gösterir
Risale-i Nurun mesleği ve vazifeleri
□ Risale-i Nur’un davası memleketi ve Alem-i İslâm’ı alakadar eden küllî bir hâdisedir
□ Risale-i Nur, her insana en büyük davayı kazandırıyor
□ Risale-i Nur, dağlar kadar büyük umumi bir tahribatı tamir ediyor
□ Risale-i Nur, bu zamanda hilâfet vazifesini yapıyor
□ Risale-i Nur’un gayesi iman kurtarmak ve rıza-i İlâhîdir
□ Risale-i Nur küfr-ü mutlakı kırar
□ Risale-i Nur yalnız iman dersi değil, içtimai ders de verir
□ Risale-i Nur, İslâmiyet ve vatan zararına olan her türlü cereyana karşı koyar
□ Risale-i Nur, vatan ve millete faydalı hizmetler görür
□ Risale-i Nur, hürriyet, emniyet, adâlet ve asayişi tahkiki imanla temin eder
□ Risale-i Nur ıslah ve terbiye vazifesi de yapıyor
□ Risale-i Nur dinsiz felsefe ile mücadele eder
Risale-i Nur doğrudan doğruya Kur’an’ın bâhir burhanı ve kuvvetli bir tefsiri ve parlak bir lem’a-i i’caz-ı manevisi ve o bahrin bir reşhası ve o güneşin bir şuaı ve maden-i ilm-i hakikatten mülhem ve feyzinden gelen bir tercüme-i maneviyesidir. [Şualar]
Kur'an-ı Hakîm'in sırr-ı i'cazıyla hakikî bir tefsiri olan Risale-i Nur; bu dünyada bir manevî cehennemi dalalette gösterdiği gibi, imanda dahi bu dünyada manevî bir cennet bulunduğunu isbat ediyor. Ve günahların ve fenalıkların ve haram lezzetlerin içinde manevî elîm elemleri gösterip, hasenat ve güzel hasletlerde ve hakaik-i şeriatın amelinde cennet lezaizi gibi manevî lezzetler bulunduğunu ispat ediyor. Sefahet ehlini ve dalalete düşenleri o cihetle, aklı başında olanlarını kurtarıyor. [Şualar].
Teşbihte hatâ olmasın, nasılki Kur'anın gayet kuvvetli ve mantıkî hakikatı, sair dinleri felsefe-i tabiiyenin savletinden ve galebesinden kurtarıp onlara bir nokta-i istinad oldu; taklidî ve aklın haricindeki usûllerini de bir derece muhafaza etti. Aynen öyle de : Bu zamanda onun bir mu'cizesi ve nuru olan Risale-i Nur dahi, felsefe-i maddiyeden gelen dehşetli dalalet-i ilmiyeye karşı avam-ı ehl-i imanın taklidî olan imanlarını, o dalalet-i ilmiyenin savletinden kurtarıp, umum ehl-i imana bir nokta-i istinad ve yakın ve uzaklarda olanlara dahi, zabtedilmez bir kal'a hükmüne geçmiştir ki; bu emsalsiz dehşetli dalaletler içinde, yine avam-ı mü'minînin imanını şübhelerden ve İslâmiyetini hakikatsızlık vesveselerinden muhafaza ediyor. [Emirdağ Lahikası]
Risaletü'n-Nur ise, Kur'an'ın bir manevî mu'cizesi olarak imanın esasatını kurtarıyor ve mevcud imandan istifade cihetine değil, belki çok deliller ve parlak bürhanlar ile imanın isbatına ve tahkikine ve muhafazasına ve şübehattan kurtarmasına hizmet ettiğinden; herkese bu zamanda ekmek gibi, ilâç gibi lüzumu var olduğunu dikkatle bakanlar hükmediyorlar. [Kastamonu Lahikası]
Evet bu cihan harbinden daha büyük bir hâdise ve bu zemin yüzündeki hâkimiyet-i âmme davasından daha ehemmiyetli bir dava, herkesin ve bilhâssa Müslümanların başına öyle bir hâdise ve öyle bir dava açılmış ki; Herkesin iman mukabilinde bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlar ile müzeyyen ve bâki ve daimî bir tarla ve mülkü kazanmak veya kaybetmek davası başına açılmış. Eğer iman vesikasını sağlam elde etmezse kaybedecek. Ve bu asırda, maddiyyunluk taunuyla çoklar o davasını kaybediyor. O büyük davayı yüzde doksanına kazandıran ve yirmi senede yirmi bin adama o davanın kazancının vesikası ve senedi ve beratı olan iman-ı tahkikîyi eline veren ve Kur'an-ı Hakîm'in mu'cize-i maneviyesinden neş'et edip çıkan ve bu zamanın birinci bir dava vekili bulunan Risale-i Nur'dur. [Asa-yı Musa]
Risale-i Nur, yalnız bir cüz'î tahribatı, bir küçük haneyi tamir etmiyor. Belki küllî bir tahribatı ve İslâmiyeti içine alan, dağlar büyüklüğünde taşları bulunan bir muhit kal'ayı tamir ediyor. Ve yalnız hususî bir kalbi ve has bir vicdanı ıslaha çalışmıyor, belki bin seneden beri tedarik ve teraküm edilen müfsid âletler ile dehşetli rahnelenen kalb-i umumî ve efkâr-ı âmmeyi ve umumun bâhusus avam-ı mü'minînin istinadgâhları olan İslâmî esaslar ve cereyanlar ve şeairler kırılması ile bozulmaya yüz tutan vicdan-ı umumîyi, Kur'an'ın i'cazıyla o geniş yaralarını Kur'anın ve imanın ilâçları ile tedavi etmeğe çalışıyor. [Kastamonu Lahikası]
"Din yalnız iman değil, belki amel-i sâlih dahi dinin ikinci cüz'üdür. Acaba katl, zina, sirkat (hırsızlık), kumar, şarab gibi hayat-ı içtimaiyeyi zehirlendiren pek çok büyük günahları işleyenleri onlardan men'etmek için, yalnız hapis korkusu ve hükûmetin bir hafiyesinin görmesi tevehhümü kâfi gelir mi? O halde her hanede, belki herkesin yanında daima bir polis, bir hafiye bulunmak lâzım gelir ki, serkeş nefisler kendilerini o pisliklerden çeksinler. İşte Risale-i Nur amel-i sâlih noktasında, iman canibinden, herkesin başında her vakit bir manevî yasakçıyı bulundurur. Cehennem hapsini ve gazab-ı İlahîyi hatırına getirmekle fenalıktan kolayca kurtarır [Şualar]
Risale-i Nur'un gerçi siyasetle alâkası yoktur; fakat küfr-ü mutlakı kırdığı için, küfr-ü mutlakın altı olan anarşiliği ve üstü olan istibdad-ı mutlakı esasıyla bozar, reddeder. Emniyeti, asayişi, hürriyeti, adaleti temin eder. [Şualar]
Bir sonraki yazımız Risale-i Nur’a hizmet etmenin fazilet ve faydaları
Allah’a emanet olunuz.