Uhuvvetin olmadığı şehirde geceye daimi perdeler çekilmişti
ve beraberinde yıldızları da boğuyordu.
Semalarda yankılanan.uhuvvet nidaları yok olmaya yer arıyordu birer birer
Acz-i beşerin haleti olmuş derbeder.
Bekliyor, annesinin eteğine yapışmış çocuk misali,
Bekliyor gelsin biri desin: Korkma bu halet-i ruhiye geçer
Oysa çoktan kardeşlik kanına susamıştı nisyan-ı beşer
Bu vaziyete nadân ediyordu bahr u ber
Tevhid silsilesi örümcek ağına bürünmüştü öyle ki ehemmiyetsizleşmis ve
her an kopmaya meylediyordu,Çünkü bürümüştü gözleri hırs, haset, tarafgirlik ve keder.
Zaman olmus garaib
Uhuvvetin yarasına olmuyor kimse tabib
Hani birdi Rabbimiz!
Hani birdi peygamberimiz!
Hani birdi memleketimiz köyümüz evimiz!
Hani birdi davamız!
Uğruna feda olacaktı olsa da binler başımız!
Nerde adem oldu birbirlere olan sadakatimiz
Kumdan kale miydi ki bir rüzgar esişinde kaybolacaktı ihlasımız
Sadece bu dünyadan mı ibaretti hayatımız.
Sema da artık bulutsuz nazar ediyor bize
Semayı bulutsuz bırakmak sığıyor muydu adaletimize
Neden bu haldeyiz hiç sual ediyor muyuz kendimize.
Küre-i arz muhabbetin noksanlığından ah u fizarlara boğulur oldu
Uhuvvet, kırılan şişe içindeki su gibi dağıldı
Ve kainat müthiş bir sarsıntıyla yürekleri dağladı.
Mebde-i hayatın ruhu olan muhabbetin ölmesiyle
Kalpler taştan kesildi
Ve nice kardeşlik rabıtaları ezildi
Oysa nihai sevdalarla nüzul etmişti yağmur
Her katresi mukabelesiz sevgi beslercesine
Öyle nazenin inmişlerdi ki yeryüzüne
Gülücükler saçıyordu her bir beşerin yüzüne.
Her damlayla müsemma olan meleke-i müekkelin tebessümleri
teccessüm ediyordu aktar-ı alemde
Çünkü her biri uhuvvetle yol almışlardı
Cenab-ı Hakk'ın on sekiz bin alemine.