Takva mı Şekva mı?

Elif Akçan

Cenab-ı Hak insanı yarattı ve dünya meydanında onu çeşitli imtihanlara tabi tuttu. Bununla beraber bu imtihanları üstesinden gelme kabiliyeti verdi. Çünkü insan sadece etten, kemikten, dağılıp parçalanmaktan ibaret olmayan şerefli bir mahlukattır. Onun yaşamını idame etmesi için hayatı içinde başına gelecek bela ve musibetlere karşı kendini muhafaza etme potansiyeline sahip cihazlar yerleştirdi fıtratına ve insan bu cihazları kullanma şekline göre bir elbise giydi. Eğer bu cihazları fıtratına uygun ve mülkün gerçek sahibi olan Mâlik-ül Mülk’ün dairesi içinde kullanırsa giydiği ona takva elbisesi olur.

Nedir takva elbisesi: hayâdır, salih ameldir, Allah korkusudur, manevi temizliktir ibadettir, kendisine takılmış olan cihazları Allah yolunda kullanmaktır. Allah adına yaşamaktır ve Allah adına ölmektir. Çünkü O’dur hakiki dost ve hakiki mahbup. Amma bu duygularını, kabiliyetlerini, organlarını, varlığını gayr yerinde yani olması gerekenin dışında başka amaç ve gayeler yolunda kullanırsa, işte o zaman üzerine giydiği “şekva elbisesi” adını alır. Bu elbise nasıl bir elbisedir? İnsanı, müz’ic yani sıkıntılı bir hale sokan. Mutsuz eden, ruhunu daraltan, hayattan lezzet alma duygusunu yiyip bitiren. Yaşadığı en ufak hoş olmayan bir durum karşısında isyana sürükleyen hastalıklı bir elbisedir. Ve bu elbisenin de süsleri (!) şikayet, gıybet, isyan, şirk, şükürsüzlük, israf, dalalet, sapkınlık vs. İnsanlığı sukut ettirmek adına, yerden yere vurmak adına ne varsa bu elbisede mevcuttur.

Bu yüzden Allah insana öyle bir elbise vermiştir ki bu sadece günlük hayatımızda giyinip süslenmek veyahut sıcaktan, soğuktan korunmak ya da avret yerleri örtmekle sınırlı bir elbise değildir. Öyle bir elbise ki insanı âlemlere üstad ve kumandan eylemiştir. Bu şekilde kâinatta var olan insan dışındaki canlı, cansız her şeyi, bu elbiseyi üzerine almış insana musahhar ve hizmetkâr eylemiştir. Allah dileseydi insana da ucuz basit bir elbise verirdi. Hayvan postuna benzer bir postla vücudunu örtebilirdi. Ama âlemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz (sav) gibi mükemmel bir insanın hasebiyle biz de bu şerefli ve paha biçilmez elbiseyi giymeye hak kazandık. Hayvan olmadık, bitki olmadık, cansız bir varlık olmadık. İnsan olduk. Ama maalesef insan olmanın gerektirdiği vazifelerimizi yerine getirmekten kaçınıyoruz. Başıboş yaratılmış gibi davranıyor ve asıl yaratılış amacımızdan sapıyoruz.

İşte bu yüzden herkese nasip olmuyor takva elbisesine sahip olmak.

Bunu giyenler ancak Allah’ın rızasını kazanmak için çırpınan ve dünya hayatında işlediği her amelini Allah’ın adıyla yapanlardır.Rabbim bizleri de o sınıfa dahil eylesin. Bize verilmiş olan nimetlerin ve kabiliyetlerin farkında olmayı ve o nimetlere karşı şükredip kabiliyetlerimizi de doğru yerde kullanmayı nasip etsin vesselam...

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.