Diyanet Kemalist ideoloji mensupları tarafından sık sık ithamlara maruz kalıyor. Tabii diyanet bahane. Asıl rahatsızlık duydukları şey ise din. Belli ki 1950 öncesinin katı, din düşmanı uygulamalarını özlüyorlar.
Bir bakıyorsunuz bu jakobenler Türk Ordusunda namaz kılanlardan rahatsızlık duyuyor ve ellerine fırsat geçse, ordudan namaz kılan, dindar insanları temizleyeceklerini açıkça beyan ediyorlar.
Halbuki şanlı ordumuzda dindar, namazını kılan, kalbi Allah ve vatan sevgisiyle dolu olan insanların çoğalması sevinilmesi gereken bir konu. Çünkü vatan sevgisinin imandan olduğunu söyleyen bir dinin mensuplarının ülkemizi korumada çok önemli fonksiyonlar icra ettikleri ve edecekleri malum. Kemalist ideoloji mensupların darbelerle ülkemizi ne hale getirdiğini ise sağır sultan bile biliyor.
Bir de sık sık dillerinde doladıkları Kur’an kursları var. Özellikle de diyanetin birkaç senedir uygulamaya koyduğu 4-6 yaş eğitimi. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında 4-6 yaş Kur'an kurslarının “daha çok değerler eğitimi” verdiğini dile getiriyor ve bu kursları, “okul öncesi, bir nevi kreş” olarak nitelendirerek çocukların bu kurslarda yaşama hazırlandıklarını ifade ediyor.
Vay sen misin bunu söyleyen! Dinsiz Kemalist ideolojinin yılmaz savunucusu Cumhuriyet gazetesi küplere biniyor. Hemen yandan bir sendika temsilcisinden görüş alıyor. O da Diyanet İşleri başkan yardımcısının sözlerine ateş püskürüyor.
Neymiş efendim çocukların o yaşlarda beyinleri yıkanıyormuş, travmalar geçiriyorlarmış. Diyanet eğitime tebelleş oluyormuş.
4-6 yaş grubu okul öncesi eğitimi çocuklar için çok önemli. Çocuklarının manevî ve ahlakî değerlerimizi, duaları öğrenmesinin çocuklarda beyin travmasına sebep olması mümkün değil. Olsa olsa kemalist zihniyet mensupları çocuklar bu eğitimi alıyorlar diye travmalar geçiriyordur. Ben yakinen biliyorum, diyanet atama yaptığı 4-6 yaş grubu hocalarına ayrıca eğitim veriyor. Bu eğitimden başarılı olamayanları zaten o kurslarda görevlendirmiyor.
Çocuğunu küçük yaşta bale kurslarına gönderenlere kimse bir şey diyor mu? Hayır. Dans kursuna gönderene kimse karışıyor mu? Hayır. Dinle ilgisi olmayan okul öncesi kreşlere gönderenlere bir şey diyen var mı? Hayır.
İsteyen çocuğunu istediği yere gönderir. Bu bir tercih meselesi. Çocuğunu dindar olmasını, kuran öğrenmesini, dini değerleri alıp ahlaklı bir birey olmasını isteyenler diyanetin açtığı kurslara gönderir. Çocuğunun sözüm ona özgür olmasını isteyen, dini öğrenmesini istemeyen, Kur’an ve duası eğitimi almasını arzu etmeyen kimseler de diğer okullara ve kreşlere gönderir.
Diyanet eğitime tebelleş olmuyor. Tam aksine Diyanet, kanunlar çerçevesinde küçükten büyüğe herkesin dinî ihtiyaçlarını makul ölçülerde karşılamak için görevini yapıyor.
Rahmetli Cemil Meriç, “izmler idrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir” derken ne kadar haklı söylemiş. Kemalizm deli gömleğini giyenler, adeta kırmızı görmüş boğaya dönüşüyor. Dinle ilgili ne olursa olsun hemen karşı çıkıyor ve saldırıya geçiyor.
Bunların eline fırsat geçse Kemalettin Kamu’nun Çankaya şirini ezberletirler çocuklara. Ne diyordu Kamu:
Ne örümcek ne yosun,
Ne mucize ne füsun;
Kabe Arap’ın olsun
Çankaya bize yeter...
Ya da Aka Gündüz’ün Kemalist ideolojinin baş temsilcisi için yazdığı şu dizeleri ezberletirlerdi:
“Varsın… Teksin… Yaratansın
Sana bağlanmayan utansın,
biz sana tapıyoruz…”
Veya Behçet Kemal Çağlar’ın Allahu Ekber yerine geçsin diye yazdığı “Atatürk Ekber” şiirini.
Tabii Allah’a inananlar çocuklara Allah’ı ve Onun gönderdiği peygamberi ve dini öğretir. Başka şeylere tapanlar da taptıkları şeyleri öğretir.
Allah bir daha bu anlayışa sahip olanlara fırsat vermesin.
Muhabbetle kalın.