Topyekün Tekrardan İman Etme Zamanıdır!

Ceylan Güriçin

Hadiseler ve zaman gösteriyor ki, insanoğlu her ne kadar müferreh bir hayatı tesis edecek alet edevatı üretse de ahirete gidişler sürat peyda ediyor ve topluca zuhur ediyor. Rabbi Rahim, hadiseleri eviriyor çeviriyor, kader tahtından kaza dairesine indirip bizlere boyun büktürüyor.

Zihnimizin kıvrak koridorları ise hikmeti kavramakta zorlandığından sebebleri bir odacıktan diğerine yuvarlıyor. Anlayamıyoruz ve zaten anlamak da tam manası ile mümkün değil. Olaylara mahruti bir bakış açısı herkesin harcı değil çünkü. Bu durumda ne yapmak gerek derseniz: Hemen toparlanıp yeniden iman etmek, gerek. Lazımdan öte elzem olan budur bizim için.

Akıl bir nimettir hadiseleri anlamlandırmada fakat hikmet dürbünüyle bakmadıkça imdada yetişemez. İman sinede aşkın olmadıkça hikmet ise dile gelemez. Bu sebepten aciz olan kulu, bir Mi’raç gölgesinde kendi ve İslam aleminin ruhunun miracı için:

“Allahım!

Benim zülüflerimi yed-i kudreti ile tutup, emrine boyun eğdirenim! Ziyasını arzuladığım, hadisatın karanlıklarında boğulmamak için aman dilediğim Sultanım!

Ben ki, zamanın herkes için biçilen ortalama 60 arşınlık kuyusunun içerisinde geleceğin karanlıklı göğünü seyrediyorum. Bir yandan zamanın her saniyeleri ayağımın altını oyuyor ve perestiş ettiğim dünya ayağımı kaydırmaya çalışıyor. Sağ ve sol cenahımdan seyrettiğim manzaralar ahirzamanın ortasında olduğumu haber veriyor. Akıl gücüm ise cereyan eden hadiselerin dilini anlamakta çok nakıs. En büyük akletmenin akıl gözlüğünü kırıp teslim olmaktan geçtiğini kalbim haykırıyor.

Celalinden Cemaline iltica ediyorum Ya Rabbi.

Senin gölgenin ferahlığını hiçbir sebep tesis edemez. Amentü’nün beni altı cenahtan kuşatan ikliminin güvenini hiçbir güç veremez. İslam’ın 5 parmağından akan çeşme’lerinin ab-ı kevserini kul inşa edemez.

Acizim Ya Rabbi, hem de çokların kifayetsiz kaldığı bir acizlik benimkisi. Senin büyüklüğün kadar küçüğüm, Senin kudretin kadar acizim. İrade diyemem adına cüz-i ihtiyarım himmetine muhtaç. Ben olanlar karşısında yine çareyi (her zaman olduğu gibi) Sana iman etmekte buldum. Benden yine Sana kaçıyorum. Senin sağlam kalene sığınıyor, kalenin burçlarından hadiseleri seyrederken imanımın hikmet dürbünüyle bakıp ziyadeleşmesini umuyorum.

Ne olur! Ne olur! Ne olur!

İkramının kapıcısı olan beni ve benim gibi kapının tokmağını acziyetleriyle çalan şu zamanın gariplerini geri çevirme. Bizi bize terketmek suretiyle cezalandırma. Muradına uygun muratlarla ziynetlendir kalbimizi. İbretnüma bir bakış ile okuyup hadiseleri, toparlanabilmemiz için kuvvet ver bize. Ellerimi açarken ümmetin elinin ağırlığını hissederek yalvarıyorum!

Merhamet et, Ümmet-i Muhammed’e (s.a.s)
Merhamet et insanlığa, merhamet et ihtiyacı olan tüm darda kalmış aciz kullarına.
Herkese konumuna ve durumuna göre imdat et!

Darlık sandığımız imkânlarımızı, Senin sınırsız imkânlarının avucuna bırakıyorum. Teslimi silâh edip huzurunda boyun büküyorum.

Sahip çık bize, Ey Sahib’ül İmdat, Ey Sahib’ül Mevcudat, sahip çık bize!” diyerek hikmetine ram olmayı dilemektedir.

Rabbimiz yakarışlarımıza kayıtsız değildir. Riyaen açılan ellerin bile aksi mevcuttur O’nun Mirat -ı Mücellasında. Duanın en azı bile kabul olur O’nun katında. En kısa olarak “Rabbena ecirna minennar (Rabbim ateş azabından koru)” desek bile kabul olur.

Bir Mi’raç gölgesi daha yüzümüze vurmuş, ayın hesabı yine böylesine bir kutlu zaman dilimini göstermişse bizler de kulluğumuzu tekrar gözden geçirmeli, iman meşalemizi harlamalı ve hikmet soluklamalıyız. Elhamdulillah ki, Rabbi Rahim bizi kulluğu ile sonsuz bir bahtiyarlığa davet etmiştir. İnşaallah, davetine icabet bahtiyarlığı ile de muradımıza erdirir.

Bu senenin ayrı bir Mi’raç olacağı kanaatindeyim. Zira hepimizde mahsunluk haiz. Ülkemizin sarılması gereken yaraları adına herkesin kalbi bir sancısının olduğu zamanları idrak ediyoruz. Muzdariplikle sinelerden sürekli olarak dualar yükseliyor. Muhakkak ki bu dua helezonu ayrı bir enerji anaforu oluşturuyor. Bu yüzden ağzımızdan çıkacak her kelimenin bu anafora dahil olup Hakk katına yükseleceği düşüncesindeyim. Dillerimiz, hallerimiz, kalplerimiz sürekli uyanık olarak bu günleri idrak etmeyi Rabbimiz lütfetsin.

Ülkemize, İslam alemine, Ümmet-i Muhammed’e cem olabilmeyi, derlenip toparlanabilmeyi, kardeşane bir tutumla yaralarımızı sarmayı Müdebbir olan Cami’ olan, Şafi olan Rabbi Rahim nasip etsin.

Mevla yazandan da okuyanlardan da razı olsun. Amin

Kalın Selamette. . .

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.