Peygamberimiz öncesinde Mekke’deki putperestler bolluk zamanında Hubel putuna, darlık zamanında Allah’a dua ederlerdi. Hiç kimseye bir faydası olmayan ve dahi kendine de bir faydası olmayan Hubel putu hak önünde en büyük batıldı. Mekke’nin en zeki insanları bile Hubel’e dua ederdi. Evet bir yerde putlaştırılmış bir düşünce hakimse bunun inanları olmak pek doğaldır gibi düşünülebilir ama bir yerde hakkı arama yolu açılmışsa o yola putlara inanmaya ikna edilmişler değil, kalbinde hakkı ve hakikati arama ışığı olanlar çıkar.
Modern çağ olarak adlandırdığımız günümüzde, yaşadıklarımız ve inandıklarımız doğrultusunda kendimize belli başlı putlar oluşturmuş olabiliriz. Nedir bu putlar? Eminim çok fazla vardır ama ben normalleşen -anormal- putlardan bahsetmek istiyorum. İnandığımız değerler gerçekten yaşadığımız değerler mi? Bugün neyi tereddütsüz kabul ediyoruz, hangi yanlışlar bizim nezdimizde doğru oldu? Vahiyden gelen bilgiler, sünnetten bizlere aktarılan hakikatleri elhamdülillah müslümanlar olarak biliyoruz. Peki eksikliğimiz, uygulama noktasında göstermiş olduğumuz gafilliklerimiz neyden kaynaklı?
Tarihi Mısır Çarşısında doğal taş satıcısı olan bir abimin bana anlattıklarına göre insanlar doğal taşlardan bir hayli medet umuyorlarmış. Putlaşan bu inançlar onların bazı noktalarda ne derece çaresiz olduklarına aydınlatıcı nitelikte. Eşi ile arasının düzelmesi için taş satın alan, zengin olmak için evinin girişine yine taş asan insanların sayısı oldukça çokmuş. Satıcı abi kendisine “zenginlik taşı, huzur taşı, bağlama taşı…” şeklinde soru soranlara yanıtsız kaldığı için tepki aldığını söyledi ve şöyle komik bir teoride de bulundu: “Aysu, eğer ki şu veya bu taş zenginlik sağlasaydı biz dünyanın en zengin mağazası olur zincirlerimiz kurulurdu çünkü dükkânın her yerinde bu taşlardan var…”
Doğal taşların elbette ki faydaları vardır. Ancak bir yerden rızık arama veya huzur bekleme gibi bir durum varsa bu yalnızca ve yalnızca yaratıcıdan istenmelidir. Yine yaratıcı tarafından oluşturulmuş taşların bu olaylardan habersiz olduğu kesindir. Taşın değerini belirleyen şey yine yüce yaratıcının yaratmak için oluşturduğu ortamdır. En akla gelen örnek ise Elmas ve Kömür’dür. Bilindiği üzere Elmas’ın hammaddesi kömür! Yerin kilometrelerce altında yüksek ısıya karşılık oluşur. Peki bu iki madenin kullanım amacı nedir bu iki taş neye hizmet etmektedir? Kömür her zaman toplum yararına kullanılmıştır, en temel ısınma kaynağı olmuştur ancak elmas her daim süs eşyası olmuş ve yüksek fiyatlarından dolayı yalnızca belli başlı satın alma gücü olan bireyin eline gitmiştir. Elmas ve Kömür örneğinde olduğu gibi insan kendine belli başlı faydalar aramakta çok haklı ancak işin yaradanına bakmak lazım. Elmas kapkara bir kömürken, göz alıcı bir güzelliğe ona verilen ortam sayesinde yani yaratıcı sayesinde gelmiştir. Elmas gibi oluşan doğal taşlarında aile içindeki saadete veya zenginliğe yetecek güçleri yoktur.
Nazar boncuğu, birçok kişinin çocuğuna künye şeklinde astığı, evlerinin birçok köşesinde obje niteliğinde bulundurduğu taştır. Peki ama neden? Bakıldığı zaman bu taşa objeden daha fazla misyon yüklenmektedir. Nazara ve kötü enerjiye karşı koruyucu olduğu iddia edilen bu taşın da yine putlaştırılmış bir düşünce olduğu inkâr edilemez. Nazar haktır elbette ancak Allah kullarını nazara karşı korumasız bırakacak şekilde bir dünya sunmamıştır. Peygamber efendimizden (s.a.v) bizlere aktarılan muavvizeteyn (Felak ve Nas sureleri) olarak adlandırılan koruyucu sureleri okuyarak inandığımız Rabbimize sığınıyoruz.
Bizler her daim ümitvar kullar olmalıyız. Ümidimiz yalnızca Rabbimizde olmalı. Batıl batıldır ve tüm herkesi etkiler! Ufacık taşların topluma ne gibi zararı dokunur diye düşünmemek lazım çünkü kötülüğün küçüğü büyüğü olmaz, zamanla genişler. Elbette ki daha birçok putlaştırılmış düşünce ve inanış var. Sapkın olan bu putlaştırılmış şeylerden kendimizi ve çevremizi korumanın yolu Hakperest bir ilhamla Kuran-ı Kerim’i anlamaktan geçer. İslam bu konuda yardımcımız. Cahiliyye devri sadece Mekke’ye mahsus değil batılın olduğu her yerde vardır. Cahiliyye ve İslam mücadelesinde İslam taraftarı bir dava ile inancının önündeki putlara karşı yıkıcı ol! Hakkı savunan tek bir kişi yoksa sen varsın! İslam mücahidi olarak hakkı arama yolunu açan kişi sen ol, hak yolcuları; kalbinde iman ateşi olanlar sana yoldaş olacaktır. Yani anlatılmak istenen hak yolu kendiliğinde açılmaz o yolu Allah’ın izniyle bir İslam mücahidi açar!