Okumak, öğrenmek, anlamak, yaşamak; bu fiiller gecenin rahminde gebe olan, gündüze ulaşmayı bekleyen insanın halidir.
Okumak nedir?
Alemi okumak, insanları okumak, göğü okumak ancak doğruyu okumak, her şeyin aslında Rabbin varlığını bilerek okumak…
İnsan yanlışa düştüğünde; okumayı yanlış yaptığında, dengeyi şaşırdığında, çıkaracağı fitne çok büyüktür çünkü her insanın öğrendiğini aktaracağı birisi vardır.
Ömrü nefsi ile mücahede halinde geçen Ebu’l Hasan Harakani hazretleri şu kişilerin çıkaracağı fitneyi şeytanın bile çıkaramayacağını söylemiştir.
- Dünya hırsına sahip Alim
- İlimden mahrum ham Sofu
Bu iki tip insan kendilerini yanlış okumuş, Alâk suresini anlamamış insanlardır. Yüce Rabbimizin yarattığı ilk nimet olan kalemi düşünmek, anlamak, yaşamak lazımdır. Dünyayı hizmetimize sunmuş olan Rabbimiz kalem ile kendi dünyamızı inşa etmemizi istemiştir.
Okuyan insanın hali nasıldır?
Doğru okumak maharettir. Doğru okumak “özgürlüktür”. Okuyan insan özünü gürleştirir, kökünü derinleştirir ve göklere yükselir.
Özgür olan insan “aklı” sayesinde özgürdür; özgürlüğü başka şekillerle arayan insan cehalet kapılarının ardında kilitli kalmıştır.
Okuyup öğrenen insan “tevazu” halindedir. Doğru okuyup özgürleşen insan hiçlik şuurunda yaşayanlardır. Her şeyin Allah’tan geldiğine inanır ve kendi benliğinden sıyrılır.
Kuran-ı Kerim hayatın rehberi, ümmiliğin öncesinde de var olan kutsalımızdır yani bizler ümmi olarak doğduğumuzda da ilimler vardı. Bizlere ilk olarak gelen Oku! emrine istinaden okuyacağımız her şey evrene ilmek ilmek işlenmişti.
Rahman suresinin ilk ayetlerinde;
Kur’an’ı rahmân öğretti. (Rahman suresi,2)
İnsanı O yarattı. (Rahman suresi,3)
Rabbimiz önce Kuranı öğrettiğini sonra insanı yarattığını söylemektedir. O bunu bir hüküm gibi belirtmiştir. Önce okumayı öğrenmek sonra öğrendiği ile vücut bulmak. Peki bizler bu ayetleri nasıl anlamalıyız?
Okumayan, öğrenmeyen bu dünyaya gelme amacı nefsi ile iyi geçinmek olan, daha fazla yemek yemek, daha fazla para kazanmak olan insan sanki hiç yaşamamış sanki hiç yaratılmamıştır! Düşünün ki biyoloji sınavı olan bir öğrenci sınav haftasında resim ödeviyle okula gidiyor, okulda işleri yolunda gider mi? Halbuki resim ödevi için de çok çabalamıştı ancak yanlış ve zamansız bir iş için uğraşmıştı. Ona verilen süreyi yanlış okumuş yanlış değerlendirmişti.
Hayata geliş amacımıza bir bakalım, doğru telaşlar altında olduğumuzdan emin olalım. Okumanın sırlarını bulmaya çalışalım, okudukça alemin Allah ile konuştuğuna şahitlik edelim.
Şimdi bizler soralım kendimize:
Okumak için talip olduk mu?
Okumak için sevdik mi?
Okumak için aklettik mi?
Okumak için gördük mü?
Talip olduktan sonra talebe olduk mu?
Sevdikten sonra şükrettik mi?
Aklettikten sonra anladık mı?
Gördükten sonra öğrendik mi?
Kader gayrete aşıktır diye muazzam bir söz vardır. İnsan gayret etmeli; Gayret ettikten sonra tevekkül etmeli, Allah’tan doğru okumak için yardım istemelidir.