Rekabet

Ayşenur Gülkan Gezici

Bugünkü tefekkür konumuz: Güvenle rekabet etmek mümkün müdür? Rekabet anlayışımızın içinde neler olmalı ve olmamalıdır? Rekabet kıyametim olur mu?

Öncelikle yaşadığımız bu gemide güvenli rekabet yapabilir olmak için, rekabet nefse göre değil, kendi potansiyelimiz ekseninde olmalıdır. Rekabet dünkü haline göre yapılır. Bir el diğerine rakip olamaz. Ancak bir el diğer ele eşlik eder. Bir elin yetişemediğine diğer el yetişir. Bir Allah rızası için, o da kazansın ben de kazanayım deyip dayanışma içinde olursan, kaybeder gibi görünsen de kazançtasındır. Allah rızasını unutup, beğenilme arzunla yaparsan sonuç kazanç gibi görünsede bir kaybediştir. Allah rızasını öne alıp yaparsan, zarar gibi görünse de kazançtır. Birini nefis için engelleme, tenkit ile bu gemi yürümez. Gemiler rıza ekseninde halis niyetle yürür. Yürümüyor gözüksede yürümüştür o….

Dışarıdan beklentiye girdiğinde değil, potansiyeline ne eklediğinle büyürsün. “Ondan iyi yaparım rekabeti değil, kendi potansiyelime göre ne yapabilirim” diyerek bakmalıdır. “Allah için mi yoksa nefsim için mi?” elimden geleni yapıyorum. Dışarıdan şuyum var deme, sınav başlar. Elinle olanla vurulur tokat yersin. Neyim var dersen birer birer elinden gider.

Faniden medet beklenmez. Faniden güç beklenmez. İnsanoğlu güç peşinde de olsa, tek güç Allah’tan gelir. Kimse kimseden üstün değildir. Sen doğru yaptınsa başkasına uymamış çok da önemli değildir. Bardağın sana bakan kısmında kulp sağ tarafta, başkasına göre de sol tarafta olabilir. Üstten bakana göre ise, her iki tarafta haklıdır. Kavgaya ne hacet herkes kendi tarafından haklıdır. Rekabet içinde nefsin sesi gür çıkar. Rekabet nefisle bir olup riyadan beslenir. Cezbedici olduğundan muhalefet etmek zordur. Bu yangının şifası Allah rızasını öncelemekten geçer.

İnsan nefsinin gözüyle bakarsa her şeye düşman olur. Niye böyle yapıyorlar der durur, için kararır, olaylar dehşetli canavara dönüşür. Başıma ne gelirse merhametinden gelir dersek içimiz nur dolar. Dehşetle isyana düşüp, Rabb’den gelen mesajı göremeyip, şahısları görüp ona buna küsmek, Rabb’inle arana duvar örer. Sen Allah’la olduğunu unutma! Unutma ki, Allah’la olduğunu bilmek ihlastan gelir. Bu yollar ihlasla yürünür. Kerametli yol ise O’ndan bilip O’nun için yapmaktır.

Hatırla, sen de kazan ben de kazanayım bakışı içinde olmalıdır. Rekabet içinde, hep bir öne geçme, tenkit, engelleme varsa kıyamet kopar. Nefsin sesiyle davranışlarımı işlediğimde, Rabb’imle arama duvarlar örerim. Ona buna küserek, Rabb’imle aramı bozarım. Nefsime hoş gelmese de, “Allah’ın muradı vardır” dersem, kazananlardan olurum. Kendi hakkımı koruyarak, onların memur olduğunu bilerek yürürüm.

Her şey bizim iyiliğimize hizmet eder. Rabb’imle kurduğum bağlarla ahiret kariyerimi inşa ederim. Güvenli rekabet ile yol alma duasıyla…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.