Zeynep Farah Abdullah. Lisenin bir kısmını İstanbul Saint Michel Fransız Lisesinde okudu. Daha sonra babasının işi gereği kaydını İngiltere'ye aldırarak lise öğrenimini bu ülkede tamamladı. O bir oyuncu. Bir çok dizide rol almış. Özellikle de TRT’nin bir dizisinde şöhreti yakalamış bir isim. Yani herkes tanıyor onu. Bu kişinin adını depremzedelere yardım faaliyetlerinde hiç duymadık.
Ama ismini sonunda duyurmayı başardı. Attığı bir tweet ile ile gündem oldu. Şöyle diyordu: "DEVLET ve ALLAH kelimelerini aynı cümlede, aynı paragrafta, aynı yerde görmek asla istemiyorum artık yeter"
Cumhuriyet gazetesi bu tweet’i haber yaparken, bu oyuncunun isyan ettiğini söylüyor. Yani sonunda Allah’a da devlete de isyan etmiş bu oyuncu.
Devlet elbette kutsal değildir. Devlet organlarının da eksik ve kusurlu yanları vardır. Ancak vicdanlı ve merhametli olmak, vatansever olmak, devleti bütünüyle aciz göstermek değildir. Devleti küçük göstermek değildir. Millet devleti kurar, devlet de millete hizmet eder. Şimdi devlete söz eden, üstelik oynadığı dizi için devletten yüksek miktarlarla para olan bu kişi, kendisi bir vatandaş olarak bir duyarlılık göstermiş mi? Hayır. Kendisi taşın altına elini koymamış, ama devlete laf ediyor. Devlet olmasa bu yaralar nasıl sarılacak?
Depremi fırsat bilip bu fırsatı ganimete çevirmek isteyen sahtekarları bir bir görüyoruz. Bunların önüne geçecek olan da devlettir. Gelen yardımları organize eden devlettir. Evleri yeniden yapmak için büyük bir seferberlik başlatan devlettir. Konteyner kentler kurmak için canla başla çabalayan, işin organizesini yapan devlettir.
Her yerde olduğu gibi deprem bölgelerinde kurduğu sahra hastaneleriyle vatandaşının, yaralıların imdadına koşan sen değilsin, devlettir. Kalıcı, sağlam konutlar için çok hızlı hareket eden, gerekli etütleri yaparak hemen temel atmaya başlayan sen misin, ey Zeynep Farah!
Her türlü imkanını seferber eden, keseninin ağzını sonuna kadar açan devlettir. Senin bu devlete dil uzatmayla uğraşacağına, acaba nasıl bu insanlara yardımcı olurum diyerek, şöhretini kullanıp insanlara öncülük yapman gerekmez mi?
Devleti diline doladığın yetmemiş gibi, bir de haşa Allah’a dil uzatmaya kalkmışmışsın. Sen inanmıyor olabilirsin. Herkesin imanı, ya da imansızlığı kendine. Allah’a verirsin hesabını.
Seni yaratan Allah, sana bu güzelliği veren Allah, sağlığı veren Allah, yaşaman için gerekli ışığı, ısıyı, yağmuru, meyveyi, sebzeyi gönderen Allah. Bu dünyanın sahibi, bu kainatın sahibi Allah.
Ölenlerin yaşadığı çürük evleri yapan herkes, dünyadaki hesabın ötesinde Allah’ın huzurunda bu kul haklarının hesabını verecek. Ama ölenler de, Allah’ın gönderdiği peygamberimizin hadislerine göre şehit olmuştur. Sen Fransız okulunda okurken şehitlik nedir öğrenmemişsindir tabii. Nereden bileceksin ki. O bahsedilmesinden haz almadığın Allah onlara ebedî cenneti verecek, kul hakkı hariç bütün günahlarını affedecek.
Sen seni yaratan Allah’ı unutan zavallı bir oyuncusun. Şöhret de senin başını döndürmüş belli ki. Yol yakınken bu yanlışından dönmeni tavsiye ederim. İnanmasan bile milyarlarca insanın inandığı ve tek dayanağı olan Allah’a dil uzatma. Milletin değerleriyle alay etme. Dilerim ki, Allah sana hidayet versin, hakikati göresin, yaratıcını hatırlayasın.