İstanbul’da bir özel hastane… Yoğun bakımda demans hastası bir yaşlı teyze yatıyor. Bu yaşlı kadını yoğun bakım ünitesindeki hastane personeli korkutuyor.
Ona, "2 milyon dolar olarak bırakıyorum. Yarın 4 milyon dolarak alacağım. Al paralar, paralar. Bu paraları sana niye veriyorum, biliyor musun? Çünkü senin sağ böbreğini alacağım. Bu paralar sağ böbreğinin karşılığı! Al hadi ameliyata başlıyoruz. Makası getir? Nermin seni ameliyat ediyorlar" diyor ve üzerine para saçıyor.
Yaşlı bir insanı, babaanneleri yaşındaki bir kadını niçin korkutur insan? Sebebi, vicdansızlık, çürümüşlük, ahlaksızlık. Kısacası merhamet ve şefkat yoksunluğu.
Bütün hemşireleri, sağlık personelini aynı kategoriye koymak imkansız elbette. Ancak yaşlı bir hastaya eziyet edecek kadar vicdansız insanlar bu hemşire eğitiminin içinden çıkıyorsa, bunlar çoğalmadan Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim acilen tedbir almalı. Daha doğrusu bir eğitim başlatmalı.
Sağlık personeline şefkat eğitimi. Merhamet eğitimi. Bu eğitim mevcut personele hizmet içi eğitim olarak verilebilir.
Ayrıca Hemşirelik okuyan veya hastaya muhatap olacak herkese, bu şefkat eğitiminin verilmesi şart.
Hatta Milli Eğitim Bakanlığı müfredat içine mutlaka şefkat eğimi koymalı.
Yaşlılar ve çocuklar en çok şefkat ve merhamete muhtaç olan iki gruptur. Aile büyük ölçüde bunlara şefkat ve merhamet elini uzatıyordur. İstisnalar kaideyi bozmaz. Ancak aileden sonra bu şefkat eğitimi devam etmeli, geliştirilmeli.
Her insanın içinde şefkat ve merhamet gibi duygular fıtrî olarak var. Allah bu duyguları bütün insanlara koymuş. Ama bazı kimseler merhamet ve şefkat duygularını geliştirir, merhametli birer insan olurken, bazıları da şefkat ve merhamet duygularını köreltebiliyor, üzerini örtebiliyor. İşte eğitim bu örtüyü kaldıracak, merhametli insanların çoğalmasına sebep olacak.
Uzun zaman önce İngiltereli olup da Ankara’ya yerleşen ve bir İngilizce kursunda çalışan bir İngiliz ile konuşmuştum. Ona niçin Türkiye’de yaşıyorsun, arada fark var mı diye sorduğumda şu cevabı vermişti:
“İngilizlerde merhamet yok. Hele de yaşlılara karşı. Otobüsten inerken bir yaşlıyla karşılaşan gençler, onu tekmeler, ona olmadık eziyetleri yapar. Ben kendi gözümle çok gördüm. Ben Türkiye’de böyle bir şey görmedim.”
Biz Müslümanız. İslam bize içimizdeki merhamet duygusunu hatırlatıyor ve bizi merhametli olmaya çağırıyor. Yaşlı anne babaya “onların üzerine şefkat kanatları ger. Onları incitme” diyor Kur’an.
“Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşından dolayı hürmet ederse, Allah da ona yaşlılığında kendisine hürmet edecek birisini hazırlar” (Tirmizî, Birr, 75) buyuruyor hadislerde.
Eğitim müfredatına mutlaka yüce dinimizin bu yaşlılara hürmeti emir ve tavsiye eden prensiplerini de koymalıyız. Belki de merhamet ve şefkat dersi koymalıyız.
Gittikçe şefkat ve merhametin azaldığı bir dünyada, şefkatli insanlar yetiştirmek çok önem arz ediyor.
Bu teklifi önemseyen ve benimseyen kardeşlerimin bunu paylaşmasını ve kamuoyu oluşmasına katkı sağlamasını bekliyorum.
Gelin hepimiz üzerimize düşeni yapalım. Bunu en üst makamlara kadar ulaştırmanın yollarını arayalım.