Ramazan oruç ayıdır. Bizim Türkçe oruç diye ifade ettiğimiz kelime, Arapça’da siyam ve savm olarak geçmektedir. Bu kelimenin bir çok mânâları vardır. Tuttuğumuz oruçla bu mânâlar arasında bir ilişki olması gayet doğaldır.
Buna göre savm/siyam kelimesinin bir anlamı tutmak demektir. Ramazan’da oruç vasıtasıyla insan kendisini tutmaktadır. İnsan nelerden kendini tutacaktır? Her zaman haram olan şeyler, Ramazanda da haramdır zaten. Onda şüphe yok.
Oruçta ayrıca insanın normal günlerinde yaptığı davranışlar haram olmaktadır. İnsan başka zamanlarda su içebilir, yemek yiyebilir. Eşiyle birlikte olabilir. Bunlar helal olan hususlardır. İmsak vaktinden iftar vaktine kadar geçen süre içerisinde insanın bu fiilleri yapması yasaktır. Yani insanın diğer günlerde helal olan davranışlardan Ramazanda uzak kalması, kendisini tutması gerekmektedir.
O halde Arapça’da oruç anlamında kullanılan siyamın asıl anlamı insanı kendisini tutmasıdır. Bu sayede insan daha başka hususlarda da kendisini tutmasını öğrenir. “Helalleri yapmaktan uzak duruyorsam, o zaman ramazandan sonra da Allah’ın yasakladığı her türlü haram davranışta da kendimi tutmalıyım” diye düşünür.
Savm/siyamın ikinci anlamı da sakinleşmektir. Buna göre Ramazan orucu insanı sakinleştirme, öfke duygusunu dizginlemesine sebep olmaktadır. Hadislerde oruçla iken kötü bir davranışla karşılaşan kimsenin “ben oruçluyum” demesi gerektiğinin hatırlatılması, bu sakinleşmeye işaret etmektedir. Bu sayede insan öfkesini kontrol altında tutmayı öğrenmektedir.
Üçüncü anlamı fırtınanın şiddetli estikten sonra dinmesidir. İnsan Ramazan ayına kadar çok fırtınalı bir hayat yaşamaktadır. Eve ve iş için koşturmacalar, duygu ve davranışlarımızdaki aşırılıklar, zihinlerimizi meşgul eden şeyler hep bu şiddetli fırtınayı göstermektedir. Oruçla insan, bu fırtınalardan kısmen de olsa uzaklaşmaktadır. Aç kaldığı zaman insanın yaşam fırtınası dinmektedir.
Dördüncü olarak savm-siyam “denge” anlamlarına gelmektedir. Buna göre oruç insanı ifrat ve tefritlerden uzaklaştırıp orta yola sevk etmektedir. Orta yol, dengeli yoldur. O halde insan oruçla dengeli bir insan olmaya alışmalıdır. Yeme -içmede, konuşmada, diğer davranışlarda ifrat ve tefrit dediğimiz aşırılıklardan uzak durmak için çabalamak da gereklidir. Örneğin oruçtan çıkar çıkmaz aşırı yemek ifrattır. Hiç yememek tefrittir. Yeterince yemek ise dengedir. Oruçta ahlaksızca şeyler konuşmak ve çok konuşmak ifrat, hiç konuşmamak tefrit, yeri geldiğinde güzel şeyler konuşmak ise dengedir.
Beşinci anlamı ise sabit olmak, sabitleşmek demektir. Oruç tutmakla insanın Allah’a imanı iyice kökleşmiş, Müslümanlığı da sabitleşmiş olmaktadır. Ayrıca bu oruç ayı, insanların, güzel hasletlerin ve ahlak prensiplerinin kendilerinde yerleşmesine zemin hazırlamaktadır.
O halde orucumuzun gerçekten oruç olması için, kendimizi yasaklanan şeylerden uzak tutmalıyız. Ayrıca yaşam fırtınamızı dindirmeli, sakinleşmeli, aşırılıklardan uzak kalarak dengeli bir insan haline gelmeliyiz. Bu durumda bir çok güzel hasletlerin içimizde yerleşmesine zemin hazırlamış oluruz. Oruçta edindiğimiz güzel hasletleri daha sonra da devam ettirmek ise en büyük temennimiz…