Merhamet bireysel, ailevi ve toplumsal hayatımızda en çok muhtaç olduğumuz bir ahlak prensibi. Ancak öyle bir toplumda yaşıyoruz ki sanki her şey insanları merhametsiz yapmak için kurgulanmış gibi.
Merhamet eğitimi aileden başlar. Anne-babalar merhametlidir. Ama fıtraten anneler daha merhametlidir. Yüce Rabbimizin sonsuz merhametinden verdiği içimizdeki o merhamet olmasa sevgi, o çocuklara katlanmaya yetmez. Çocuklarımızı severiz, sevgimizi onlarla ilgilenerek gösteririz. Ama onları bakıma muhtaç durumda iken büyütmek merhametin gücüyledir.
Çocuk ağlar, anne acır, merhamet eder. hemen koşar. Temizlik gerekiyorsa temizliğini yapar, açsa doyurur. Susamışsa su verir. Merhamet böyle bir şey işte.
Ayrıca merhamet sayesinde çocuklarını her türlü tehlikeden korumak için çalışır anne-babalar. Çocuklar anne-babaların onları tehlikelerden korumak için gösterdikleri davranışları anlamasalar da, kızsalar da, üzülseler de durum öyledir.
Soğuğa çıkarken kalın giydirir anne. Sıcakta ince giydirir. Yolda giderken elinden tutar ki zarar görmesin. Oynarken gözü ondadır hep. Ateşe yaklaşma diye uyarır yeri geldiğinde. Ateş yakar, zarar görür çocuk bundan. Bu yüzden çocuğuna kol kanat gerer ebeveyn.
Acaba aynı hassasiyeti çocuğa merhametsizliği, gaddarlığı öğreten oyunları oynadığı zaman da gösteriyor muyuz? Bilgisayar, cep telefonu oyunlarından bahsediyorum. Adam öldürme oyunlarından.
Çocuk anne-babadan gördüğü merhamet davranışlarını oynadığı öldürme oyunlarıyla merhametsizliğe, gaddarlığa dönüştürür. İçindeki büyümeye başlayan ve meyve verecek olan merhamet ağacını kurutmaya başlar. Gaddarlık ve merhametsizliğin zakkum ağacını büyütmeye koyulur.
Kontrol edilmezse, birlikte izlenen mafya dizileriyle zirveye çıkar bu merhametsizlik. Adam öldürmek, adam dövmek, kol-bacak kırmak, bir insanın canına kıymak güzel bir şeymiş gibi algılanır artık.
Dikkat ediyorsunuzdur siz de sanırım. Merhametsizlik gittikçe yaygınlaşıyor. Eften-püften meselelerden tartışmalar ve kavgalar, öldürmeler, cinayetler gittikçe artıyor. Keşke okullarda merhamet dersleri olsa uygulamalı olarak. Ama yok. Keşke aileler çocuklarını merhametsizlik ateşine düşmekten de korumaya çalışsa. Ama gerekli hassasiyet gösterilmiyor.
İşe kendimizden ve çocuklarımızdan başlamalıyız. Beled suresi 17. Ayette müminlerin iki önemli özelliği zikredilir. Birbirlerine sabrı ve merhamete tavsiye etmek… Merhamet bilincine sahip olanlarımız, bu bilince sahip olmayanlara merhametli olmayı tavsiye etmeli.
Merhameti tavsiyeleşmek merhametin yaygınlaşması için çok önemli. Merhamet içerikli dizi filmler, filmler yapmak, videolar çekmek, merhamet örneklerini insanlarla paylaşmak ve merhamet hususunda güzel örnek olmak şart. Hadis-i şerif ne güzel ifade eder: “İnsanlara merhametli olmayana Allah da merhamet etmez.”
Merhamet için ne söylense az. Merhametli çocuklar yetiştirmek sanırım geleceğin toplumu inşa etmenin temel taşı. Kendisine merhametli olan, eşine, çocuklarını ve topluma karşı da merhametli davranışlar sergiler.
Sahi biz gerçekten merhametli miyiz? Ya çocuklarımız? Kendimizi merhamet açısından tanımaya başlayalım bugün. İçimizdeki merhamet tohumunu yeşertelim, çocuklarımıza ve diğer insanlara yardımcı olalım. Merhamet dolu bir dünya oluşturmanın başka çaresi var mı?