Antalya’nın Serik ilçesindeki bir Anadolu Lisesinde bir öğrenci Kur’an’ı havaya atıyor, bir öğrenci rövaşata atıyor, bir öğrenci kameraya alıyor. Diğer öğrenciler ise gülüşüyorlar. Ve bir de Kur’an’a rövaşata atmak marifetmiş gibi sosyal medyada yayınlıyorlar.
Kur’an mukaddes bir kitap. Müslümanların saygı gösterdiği bir kitap. Hz. Muhammed’e Allah tarafından 23 senede indirilmiş bir Kutsal kitap. Allah’ın kelâmı. Kelamların en yücesi ve şereflisi. Bize Allah’ı, ahireti, peygamberleri, ibadetleri ve ahlakı öğreten yüce kitabımız.
Bu mukaddes kitaba karşı Müslüman olmayan bazı kimselerin saygısızlık gösterdiği herkesin mâlumu. İsveç gibi bazı Avrupa ülkelerinde provokasyon amacıyla sık sık Kur’an yakıldığını da bilmeyen yok.
Hangi dinden olursa olsun aklı başında bir insan bir başka dinin mukaddeslerine saygısızlık göstermez. Alay etmez. İnanmayabilir; ona kimse bir şey diyemez. Herkes her şeyi kabul edecek diye bir şey yok. Kabul edip etmemek ayrı bir şey. Saygısızlık ayrı bir şey. İnanıp inanmamak ayrı bir şey saygısızlık bambaşka bir şey.
Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Bu ülkede yüzde beş civarında ateistin var olduğu bilinmektedir. Nüfusun yüzde doksandan fazlası Müslüman. Herkes namaz kılmıyor belki. Herkes oruç tutmuyor. Herkes Cuma namazına gitmiyor. Herkesin inancı da, ibadeti de kendine. Hiçbir kimse dinin gereklerini yerine getirmeye zorlanamaz. Teşvik edilir, tebliğ edilir ama zorlanamaz. Dinde zorlama yoktur zaten. Ama aynı zamanda başkasının inançlarıyla, dini ve mukaddes değerleriyle de alay edemez.
Liselerde ateist öğrencilerin var olduğu bilinmektedir. Ateistlerin en büyük düşmanlığı ise Allah’a ve Kur’an’a. Bu öğrencilerin kim olduğunu, hangi maksatla böyle bir şey yaptığını bilmiyoruz. Bunlar ateist mi? Yoksa Müslümanım dediği halde islamdan, Kur’an’dan habersiz, şuursuz, bilinçsiz insanlar mı?
Bana göre bilmeyerek yaptıklarını söyleyemeyiz. Kur’an’ın Müslümanların kutsal kitabı, Allah’ın kelamı olduğunu bilmemeleri imkansız. Din dersleri var. Mutlaka hocaları anlatmıştır. Çünkü bunlar Anadolu Lisesi öğrencisi. Kitabın Kur’an olduğunu bilmemeleri imkansız.
Bu yaştaki öğrencilerin başkaları tarafından kullanılma ihtimalleri de olabilir. Çünkü üçlü bir çeteden bahsediyoruz. Biri Kuran’ı atıyor, birisi tekme atıyor, diğeri ise onu çekiyor. Üstelik bazı öğrenciler de dalga geçerek gülüşüyorlar.
Antalya Valiliği açıklama yapmış. Cumhuriyet savcılığı harekete geçmiş. Ayrıca milli eğitim müfettiş görevlendirmiş. Bunun sebepleri mutlaka ortaya çıkacaktır.
Milli Eğitim okullarda sadece öğretim üzerinde durmamalı. Öğretmenler öğrencileri sadece sınava hazırlayan kişiler olmamalı. Onları hayatın gerçeklerine karşı da eğitmeli. Onlara yaşadıkları toplumun manevi değerlerinden bahsetmeli.
Onlara başta içinde yaşadıkları toplumun dini değerleri olmak üzere bütün dini değerlere saygılı olma eğitimini vermeli.
Dini değerlere saygılı davranılmamasının Türk Ceza Kanununa da göre de suç teşkil ettiği, bunun mutlaka cezası olduğu hatırlatılmalı.
Son zamanlarda öğretmenlerin en büyük şikayeti, öğrencinin hocaya saygısının kalmaması. Hocasına kötü söz söyleyen, hocasını döven bazı öğrencilerle ilgili yayınlanan haberler, hepimizi endişeye sevk ediyor.
Ne yapıp edip her şeyden önce hocaya saygı tekrar tesis edilmeli. Milli Eğitim politikasıyla ilgilenenler sahaya inmeli. Öğretmenlerle anket yapılmalı. Birebir konuşulmalı. Ona göre bir yol haritası çıkarılmalı.
Hocaya saygı, hocanın verdiği öğütlere de saygıyı getirir. Hocaya saygısızlık her şeye karşı saygısız olmaya götürür.