Halil Konakçı bir sosyal medya fenomeni imam. Belli ki İslam’a hizmet etmek istiyor. Ama üslubu hizmete değil, hezimete sebep oluyor. Bir videosunda bu ülkede acilen Müslüman ve kafir tanımının yapılması gerektiğini söylüyor. Bu tarif yapılmalı ki diyor, kim Müslüman kim kafir belli olsun.
Sayın Konakçı; dinimizde Müslüman’ın kim olduğu, kafirin kim olduğu belli. Ama biz kimin kafir olduğunu bilme yükümlülüğümüz yok. Kafir olduğunu bilsek dahi o kişiye “kafir” diye hitap etmek bile çok yanlış.
Yaklaşık 30 sene önce ilahiyat mezunu bir meslektaşım bir ev sohbetinde “Bu ülkede kimlerin münafık olduğunun belirlenmesi lazım.” demişti. Bunun mümkün olmadığını söyledim ona. Peygamberimiz bildiği halde münafıkların kimler olduğunu söylememiş ve onlara mümin muamelesi yapmıştır.
İnsanları küfürle itham etmek kolay. Ama birisine ‘kafir’ dediğimizde hadislere göre eğer o kişi kafir değilse, o, kafirlik iddia edene dönüyor.
Hz. Musa kardeşi Harun ile en azılı kafir olan Firavun’a giderken, yüce Allah “Ona kavli-i leyyin ile şani yumuşak sözle hitap edin” buyurur.
İman da küfür de insanın kalbindedir. Bugün kafir zannettiğin kişi yarın mümin olabilir. Hatasını anlayabilir. Müslümanın görevi tıpkı Kur’an’ın yaptığı gibi sürekli güzel ve yumuşak bir üslupla uyarmaktır. Gerçekten kafir olanı bu yoldan döndürmek için çaba harcamaktır.
Bu ülkede kafir, mü’min ayrımı yapmaya değil, insanlara şefkatle yaklaşarak yaptıkları yanlışlardan vazgeçirmek için çabalamaya ihtiyaç var. Haaa böyle yaparsan; reyting alamazsın, izleyenlerin, gaz verenler fazla olmaz. Ama Allah razı olur. Allah’ın yanında şöhretin olur. Belki bir kişinin kurtulmasına sebep olursun.
Ben bir tarihte ateist olduğunu söyleyen birisiyle 4-5 saat konuştum. Bana sorular sordu. Cevap verdim. Ve dedi ki sonunda “Biliyor musunuz, galiba ve tekrar Müslüman olabilirim.”
Üslup nefret ettirici değil, rağbet ettirici ve sevdirici, düşündürücü bir üslup olmalı. İslam adına konuşan kişi ağzına ve aklına geleni söylememeli.