Maraş depremi eşi benzeri görülmeyen bir deprem. Bir taraftan enkaz altında kalarak ölen insanlar, ciğerlerimiz dağlarken, henüz enkazdan çıkarılamayanlar da yüreklerimizi paramparça ediyoruz. On binlerce ölü, on binlerce yaralı. Ateş düştüğü yeri değil, hepimizi yakıyor. İçimiz kan ağlıyor. Ölenlere ağlamaktan gözlerimizden yaş çıkmaz oldu neredeyse.
Depremde hayatını kaybeden insanların yakınları çok daha fazla üzülüyor. Depremin şoku ile ölüm şoku insanın dayanacak halini bırakmıyor. Böyle büyük musibetlerde zalimler de masumlar gibi ölüyor. Zalimlerin, kötülerin dünyada kısmen cezalarını çektiklerini düşünsek bile, diğer masum insanların ölümü hakkında bunu söylemek mümkün değil.
Bu yüzden mümin ve mümine olan insanların bu depremde ölmeleri, zahiren kötü gibi görünse de aslında onlar için büyük bir rahmettir. Hayat sadece dünya hayatından ibaret olsaydı, bu ölümlere gerçekten dayanmak mümkün olmazdı. Hiçbir şey hiçbir insanı teselli edemezdi.
Ama biz müminlere göre bu dünya gibi bir de ebedî olan ahiret var. Orada cennet ve cehennem var. Müminler olarak bizim buna imanımız tamdır. İşte bu sebeple yakınları enkaz altında vefat eden kardeşlerimize Peygamberimizin bir müjdesi var. Her bir insanın nail olmak isteyeceği bir müjdedir o. İşte şimdi sizlerde o hadisleri paylaşıyorum.
Peygamber Efendimiz buyurdular:
“Şehîtler beştir:
1.Tâundan (vebadan) ölen,
2. Karın (yani iç) hastalığından ölen,
3. Suda boğulan,
4. Yıkıntı altında kalıp ölen,
5. Bir de Allah yolunda şehît olandır.”
(Buhârî, Ezân, 32)
Demek ki, yıkıntı, enkaz altında kalarak vefat eden mümin ve mümine kardeşlerimiz bir nevi şehit hükmünde olmaktadır.
Bir başka hadiste ise şehitlerle ilgili şu müjdeli haber vardır:
“Şehitin, kul hakkı dışındaki bütün günahlarını Allah affeder.” (Müslim, İmâre, 119) insanlar şehit olan kardeşlerimiz kul hakkıyla gitmemiştir. Bu bize de çok önemli bir ibret dersidir. Hayatımız boyunca kul hakkı yememeye dikkat etmemiz gerekir.
Yine Allah Resûlü bir gün ashâbına şöyle buyurdu:
“Bu gece rüyamda iki adam gördüm. Yanıma gelip beni bir ağaca çıkardılar, sonra da bir eve götürdüler. O ev, şimdiye kadar benzerini görmediğim güzellik ve kıymette idi. Sonra o iki kişi bana:
– Bu eşsiz ev, şehitlerin sarayıdır, dedi.” (Buhârî, Cihâd, 4; Cenâiz, 93) Demek ki şehitlere cennette benzeri görülmemiş saraylar verilecektir.
Bir başka hadislerinde ise peygamberimiz şöyle buyurdular:
“Sizden biriniz, karınca ısırmasından ne kadar acı duyarsa, şehit olan kimse de ölümden ancak o kadar acı duyar.” (Tirmizî, Fedâilü’l-cihâd, 26/1668; Nesâî, Cihâd, 35; İbn-i Mâce, Cihâd, 16)
Yani ister Allah yolunda savaşta silahla öldürülsün ve şehit olsun, ister diğer şekillerde şehit olsun, bunların ölürken bir acı hissetmedikleri bildirilmiş oluyor. Biz üzülüyoruz belki onlara, ama emin olalım ki, onlar gittikleri yerden memnunlar. Muhtemelen öldüklerini bile bilmiyorlardır. Bu yüzden peygamberimizin bu teselli mucizesini yakını en altında kalanlara mutlaka duyuralım. Bu yazıyı lütfen herkes paylaşalım. Allahım! Sen bizleri de dünyadan şehit olarak çıkar. Amin.