Oruç kelimesi Türkçe’ye Farsça’dan geçmiştir. Rocik veya röç kelimesinin Türkçeleşmiş hali oruçtur. Bu da günlük anlama gelir. Oruç kelimesinin arapça karşılığı ise savm ve siyam’dır. Savm ise imsak demektir. İmsak da tutmak anlamına gelir. İmsak vaktinin anlamı da insanın kendisini tutmaya başladığı zamanın başlangıcıdır.
Buna göre aslında insanın oruç tutması, oruçta kendisini tutmasıdır. Dikkat edilirse, imsak ile birlikte kendimizi tutmaya başlıyoruz. Allah’ın yeme içme gibi kendimizi tutmamızı emrettiği şeylerden tutuyoruz nefsimizi. Bu tutma olmazsa, zaten oruç olmaz.
Bu tutma başka hususlarda da olduğu zaman oruç, mükemmel bir oruç olur. Örneğin şu iki hadis-i şerife bir bakalım, nelerden kendimizi tutup alıkoymamız gerektiğini görelim:
"Hiçbiriniz, oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa, ‘ben oruçluyum desin’"
(Buhârî, Savm 9)
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu:
"Kim yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terk etmezse, Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez."
(Buhârî, Savm 8, Edeb 51)
Çirkin söz, kötü söz söylemekten, çekişme ve kavgadan, yalan söylemekten kendimizi tutarsak orucumuz mükemmel olur. Dilimizi gıybetten, gözümüzü haramdan, kulağımızı haram ve fuhşa ait şarkıları dinlemekten uzak tutarsak orucumuz kamil olur.
O zaman bu tür orucumuzu gerçek oruç olmaktan uzaklaştıran hususlardan azalarımızı tutarken, diğer taraftan onları doğru bir şekilde kullanmakla orucun gerçek anlamını yaşarız.
Doğru söyleriz, doğru iş yaparız, sahtekarlık yapmayız, insanlara sövmek yerine güzel sözler söyleriz. Dilimizle gıybet etmek yerine Kur’an okuyarak, faydalı şeyler konuşarak ona oruç tuttururuz.
Aklımıza etrafımızdaki varlıkları tefekkür ederek, hayalimize güzel şeyleri getirerek onlara bir nevi oruç tuttururuz.
Ayağımıza cami ve mescitlere giderek, boş boş dolaşmayarak oruç tuttururuz.
Demem o ki, aslında biz oruç tutmuyoruz. Arapça oruç manasına gelen savm, siyam kelimesi tutmak anlamına geldiğinden, biz oruçla kendimizi tutmuş oluyoruz. Oruçta kendimizi helal olan şeyleri bile yapmaktan tutarak, haram olan şeylerden de uzak durmaya alışmış oluyoruz.
Bu yüzden Ramazanda kendisini tutmaya alışan bir insan, biraz dikkat ederse Ramazandan sonra da helallerden israf etmeden, şükür için istifade ederken, eğer niyet eder ve isterse haramlardan da uzak kalır. Önemli olan bizim asıl niyetimiz ve arzumuzdur.
Ramazan orucunu tutarken, haramlardan her zaman uzak kalmak için şöyle dua edebiliriz:
“Allah’ım senin oruç emrini yerine getirirken, helal olan şeyleri terk ediyorum. İşlediğim günahlardan da istiğfar ediyorum Gafur ve Rahim olan Rabbim. Bana haramlardan da uzak kalma gücünü ver, beni haramlardan da uzaklaştır. Bana haramlardan uzak kalma orucu tuttur.”
Unutmayalım, dua bizim güzel ameller yapma meylimize kuvvet verir. İstiğfar ise bizim kötülüklere olan meylimizi keser.