Kendini milliyetçi olarak lanse eden İyi Parti’nin Bursa Milletvekili Sayın Selçuk Türkoğlu, TBBM’de bir doktorun öğrenciye yazdığı istirahat raporunun altına Risale-i Nur eserlerinden olan Hastalar Risalesi’nden bir kaç cümle yazmasını diline dolamış, bunu suç diye göstermeye çalışmış.
Doktorun yazdığı cümle de şu: “Ey şekvacı hasta! Senin hakkın şekva değil şükürdür, sabırdır. Çünkü senin vücudun ve aza ve cihazatın, senin mülkün değildir.” Bu cümle Hastalar risalesi 4. Devada geçiyor.
Doktor muayenesini yapmış, ilaçlarını yazmış. Hastaya birkaç günlük de istirahat vermiş. Oraya birkaç cümle yazmış. Cümle de hastaların genel olarak yaptıkları yanlışı ve hastalıklarının daha da artmasına sebep olan şeyi ifade ediyor. Bir de hastalığın sabır isteyen bir şey olduğunu dile getiriyor.
Orada bildirildiği gibi gerçekten de vücut mülkü insana ait değil. Hiçbir şey insanın mülkü değil. Mülk Allah’a ait. Allah mülkünde istediği gibi tasarruf eder. Bazen iyi yapar, bazen hasta eder. İkisi de bir sınav vesilesi. Üstelik hastalıkların insanın daha büyük hastalıklara daha dirençli olmasına da yardımcı olur. Bu yüzden şikayet etmek hastalığı azaltmaz, tam aksine artırır.
Bu cümleler, normalde inançlı bir doktorun ilaç verdikten sonra söylemesi gereken cümleler. Ama bugün çoğu doktorların ağzından değil böyle tavsiyeler, birkaç kelime duymak bile neredeyse imkansız hale gelmiş durumda.
Böyle hastasına yol gösteren doktorları tebrik edip ödüllendirmek yerine sağlık skandalı diye TBMM kürsüsüne getirmek de ne demek oluyor şimdi? Halbuki hastaya nasihatta bulunmaktan, öğüt vermekten milletiyle ve diniyle, kültürüyle barışık olan hiçbir kimse rahatsız olmaz. Mümin bir insan, ömrünü bu milletin imanlı olması için çaba göstererek geçiren, bu uğurda hapishanelere giren, sürgünlere gönderilen Said Nursi’den, onun hastalara verdiği teselliden asla rahatsızlık duymaz. Sanki milliyetçi bir partinin milletvekili değil de din düşmanı CHP’nin bir sözcüsü konuşuyor. Demek bu milletvekilinin zihniyeti CHP zihniyetidir.
Sayın Milletvekili’nin CHP'li Balıkesir Altıeylül Belediyesi'nin sözde 23 Nisan kutlamasında müstehcen kıyafetli genç bir kıza cinsel içerikli direk dansı yaptırdığını, bunu ailelerle birlikte küçücük çocuklara dahi izlettirildiğini TBBM kürsüsünde dile getirmesi gerekmez miydi? Ama getirmiyor.
Bir doktor hastaya teselli verdi diye ortalığı ayağa kaldırmaya çalışmak da neyin nesi? Esas skandal burada. Hepimizin çocukları, torunları bu tür ilerici görünümlü gerici zihniyetin ahlak bozucu etkinliklerine maruz kalabilir. O direk dansı skandal olayı münferit bir olay olarak değerlendirilemez. Bu, Kemalist, sözde halkçı CHP zihniyetinin hortlatıldığının resmidir.
CHP’nin içinde de mutlaka buna karşı gelen belli bir kesim vardır. Ama genel zihniyet asla değişmiyor. Bu Kemalist zihniyetin kurulduğundan beri dinle, dindarlarla, dini kurumlarla, camilerle bir problemi var. Allah demeyi yasaklayan, Kur’an kurslarını kapatan, Kur’an okumayı engelleyen, üstelik ülkeyi Batılılaştıracağız diyerek dejenere etmek için her yolu deneyen, okullarda öğrencilere Allahsızlığı ve dinsizliği öğreten bunlar değil miydi?
Demek ki, ellerine fırsat geçse, benzerini yapacaklar. Bu kokuşmuş, çağdışı, din düşmanı, milli değerlere yabancı zihniyeti iyi tanımak lazım. Milliyetçi görünümlü bir milletvekili de bu köhne Kemalist zihniyetin ağzıyla konuşuyor, tutmuş bir doktorun güzel tavsiyesini bunu büyük bir suçmuş gibi gösteriyor.
Üstelik sayın milletvekili doktorun bir cümlesinden devlet içinde paralel yapı oluşumunu da çıkarıvermiş. Sanki 15 Temmuz hain darbe girişimini yaşamamış, sanki paralel devlet yapılanmasının ne olduğunu bilmiyormuş gibi.
Paralel yapı kendisini ele vermez. FETÖ gibi kendisini gizler, devleti ele geçirmek, darbe yapmak için hazırlık yapar. Bu doktor kendini açık etmiş çekinmeden. İnsanlara sadece ilaç yazmakla değil, tavsiyede bulunmakla da yardımcı olunacağını göstermeye çalışmış. Bundan nasıl bir paralel yapı çıkarıyor? Doğrusu şaşırmamak mümkün değil.
Bazı doktorlar çete kuruyor, devleti soyuyor, vatandaşı soyuyor. Bizim milletvekilinin gıkı bile çıkmıyor. Ama bir doktor tavsiye de bulundu diye demediğini bırakmıyor. Sayın Milletvekili bu millet de salak değildir. Seni de bir yere not ediyordur.
Kanaatimce o doktorumuz, dini ve kültürel değerlerimizle donanmış, Said Nursi’nin ifadesiyle “bahtiyar” bir doktor. O kardeşimizi bulursam, gidip onu tebrik eder ve alnından öperim.
Değerli doktor kardeşim! Bu ülkenin senin gibi manevi değerlerle donanmış bahtiyar doktorlara çok ihtiyacı var. Ama seni TBMM kürsüsünden sanki yolsuzluk yapmış gibi gündeme getiren milletvekillerine ihtiyacı yok.
Sayın milletvekili sen gerçekten milletvekili isen milletimizi rahatsız eden yolsuzlukları, pislik kusan televizyon yayınlarını dile getirir. Bu milleti millet yapan dini değerleri diline dolama. Buradan sana ekmek çıkmaz.