Teslim Olmak: “Bırakmanın Gücü”

Atike Barın

İnsan zihni çoğu zaman kontrol etmeye, yönlendirmeye, hatta hayatın akışını zorla değiştirmeye çalışır. Oysa yaşamın en büyük öğretmenlerinden biri bize şunu fısıldar: Gerçek özgürlük, teslimiyetin içinde saklıdır.

Teslim olmak; vazgeçmek, pasifleşmek ya da umursamamak değildir. Aksine, en yüksek bilinçle şunu kabul etmektir: “Ben elimden geleni yaparım, gerisi Yaratan’a aittir.” İşte o noktada kalpte bir hafiflik, ruhda bir ferahlık doğar.

Bir tohum toprağa düştüğünde, kendi gücüyle filizlenemez. Toprak, su, güneş ve rüzgârın uyumuna teslim olur. İnsan da böyledir; kendi yolunu çizer ama nihai meyveyi Yaratan’ın lütfu belirler.

Teslimiyet, kalbi kaygılardan arındırır. Çünkü biliriz ki bizi taşıyan daha büyük bir kudret vardır. Ne geçmişin yükü ne geleceğin korkusu… Teslim olan insan “anda” yaşar. Ve o anda, derin bir güven ve huzur bulur.

Belki hayatın bazı soruları cevapsız kalır, bazı yaralar hemen kapanmaz. Ama teslimiyetle insan şunu hisseder: Her şey olması gerektiği gibi oluyor. Ve bu kabul, imanımızı kökleştirir.

Sonuç

Teslimiyet, kaybetmek değil, kazanmanın en saf halidir. Çünkü Yaratan’a bırakılan şey asla ziyan olmaz. Her dua, her sabır, her gözyaşı rahmetin bir damlasına dönüşür. Ve insan, kendi sınırlı gücünden çıkıp sonsuz kudrete yaslandığında gerçek huzuru bulur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.