Bir sabah uyandığında kendini bir yolda bulmuş olsan, neyi merak ederdin?
Buraya nasıl geldiğini, nereye gidiyor olduğunu, neden ve nasıl burada olduğunu, çevrendekilerin kimler olduğunu nereye ulaşmaya çalıştığını bilmek istemez miydin?
Peki bu gözünü açtığın, neler olduğunu ve olacağını bilmediğin belirsizliğin olduğu bu güzergahta;
Zamanı nasıl geçirirdin?
Neye sevinir, neye üzülürdün?
Ne kadar yükün olsun bu yolculukta isterdin?
Elin kolun, sırtın eşya ile dolu yük altında, ya da…
İhtiyacın kadarını mı taşıyor olmak mı isterdin?
Yolculuğun da seni rahat ettirecek şey ne olurdu acaba?
Son model elektrikli bir araba mı?
Yoksa bir yol haritası mı?
Bu ansızın uyandığın bilmediğin belirsizlikleri olan yolda,
Neyi bilsen yükün hafifler, zihnin rahat ederdi acaba?
Seni korkutan ne olurdu?
Ya da seni ne sakinleştiren?
Bu belirsiz sandığın yolun bitiminde;
Ne yapsaydın olsaydı "Oh be, İyi ki…" dedirtirdi sana?
Ne sevindirir, ne kazançlı çıkarırdı seni?
Ne olmuş olsaydı bu bilmediğin yol da yolculuk da anlamlı olurdu aleminde?
Bu yol da iken, ilişkilerin, aile olman, çocuk yetiştirmen, ticaretin, kariyerin, ekonomin, varlığın yokluğun, hastalığın, afiyetin, kazanmanın kaybetmenin, zamanın, iradenin, mutluluğun, başarmanın, anlamı olmalı…
Anlamını bulunca öğrenmeye, gelişmeye, hata yapmaya, çabalamaya, yorulmaya, sevmeye, nefret etmeye, kazanmaya, kaybetmeye değersin.
Yaşamanın anlamını bulunca, hayatını doğru tasarlayabilmenin kaygısında ve elinden geleni yapmış olmanın huzurunda olursun.
Bu, kendini ansızın bulduğun yolculukta doğru ve güzel yol almanın yollarını ararsın.
Peki, sen buraya kadar geldiğin bu yolculuktan ne anladın?
Ve senin bu yolculukta ki anlamın ne?