Hayatta pek çok insanın davranışını anlamakta zorlanabiliriz. Kimi çok öfkeli, kimi kırılgan, kimi de sürekli gülümseyerek kendini yok sayacak kadar “uyumlu” görünür. Bu davranışlar ilk bakışta bize tuhaf ya da abartılı gelebilir. Oysa her insanın duygularının ve davranışlarının ardında görünmeyen bir yaşam öyküsü saklıdır. Onları anlamak, biraz bu görünmeyen dünyaya kulak vermeyi gerektirir.
Herkese “Evet” Diyen İnsan: Terk Edilme Korkusunun Gölgesi
Ailesinden yeterince onay ve sevgi görememiş biri, yetişkin hayatında başkalarının sevgisini kaybetmekten korkabilir. Bu korku, ona “Hayır deme, yoksa yalnız kalırsın” diye fısıldar. Böylece kendi istek ve sınırlarını hiçe sayarak herkese uyum sağlar, sürekli “evet” der. O kişi için onay görmek, varoluşunu ispat etmek gibidir. Çünkü çocukken öğrendiği şey şudur: Ancak uyum sağlarsam değerliyim.
Sürekli Suratı Asık Olan İnsan: Bastırılmış Acının Sessiz Çığlığı
Bazı insanlar sürekli asık suratlı, somurtkan veya gergin bir yüz ifadesiyle dolaşır. Bu hali, bazen çevresi tarafından “soğukluk” ya da “negatiflik” olarak etiketlenir. Oysa bu yüz ifadesi, geçmişte yaşadığı ve unuttuğunu sandığı bir acının hatırasıdır. Küçüklüğünde yaşadığı ihmal, kayıplar veya güvensizlikler, bugün de tehdit edici bir durum hissettiğinde otomatik olarak yüzüne yansır. Bu insan, farkında olmadan kendini korumak için yüzünü bir kalkan gibi kullanır.
Çabuk Sinirlenen İnsan: Görülmemişliğin Yarattığı Patlama
Bir başka örnek: Küçükken kendini ifade edememiş, duygularını anlatmasına izin verilmemiş ya da sürekli bastırılmış biri… Yetişkinliğinde benzer şekilde değersiz hissedeceği bir ortamda bulunduğunda öfke patlamaları yaşayabilir. Çünkü bu kez, sesini yükselterek görülmeye ve duyulmaya çalışır. Öfke, aslında yıllarca içerde biriken görülmemişliğin ve haksızlık duygusunun dışavurumudur.
Aşırı Kontrolcü İnsan: Kaosun Acısından Kaçış
Bazı insanlar ilişkilerinde veya iş yaşamlarında aşırı kontrolcü olabilir. Bu davranış çoğu zaman eleştirilir, “Bırak biraz akışına!” denir. Ancak kökenine bakarsak, çocukluğunda çok düzensiz, güvensiz ya da travmatik bir ortamda büyüyen kişiler için kontrol, hayatta kalma aracıdır. Kontrol ederek belirsizliği azaltmaya çalışırlar. Çünkü belirsizlik, onlar için eski travmanın tetiklenmesi demektir.
Aşırı Neşeli, Şakacı İnsan: Acıyı Maskeyle Örtmek
Bazı insanlar tanıştığınız andan itibaren çok neşeli, esprili, enerjik görünür. Fakat derinleştiğinizde kendi acılarına temas edemediğini fark edersiniz. Çünkü o acıya dokunursa başa çıkamayacağını düşünür. Mizah ve aşırı neşe, bazen bastırılmış hüznün maskesi olur. Kendini güvende hissetmediği bir dünyada, gülümseyerek ayakta kalmaya çalışır.
⸻
Sonuç: Gördüğünün Ötesini Görmek
Birinin davranışını ya da duygusunu anlamaya çalışırken şunu hatırlamak çok kıymetli:
“Herkes, elinden gelen en iyi savunma mekanizmasıyla hayatta kalmaya çalışıyor.”
Biri öfkeleniyorsa, belki bir zamanlar hiç duyulmadığı içindir.
Biri herkese evet diyorsa, belki bir zamanlar terk edilmekten çok korktuğu içindir.
Biri asık suratlıysa, belki bir zamanlar yaşadığı acıya hâlâ tutunuyordur.
İnsanları yargılamadan önce, bu ihtimali aklımızda tutmak şefkatimizi büyütür.
Çünkü hepimiz bir yerlerde yaralıyız ve bu yaraların davranışlarımızı şekillendirmesi son derece insani bir durumdur..