İzmir Barosu Haddini Bilmeli

Ahmet Yılmaz

Meğer ne büyük Baromuz varmış!

Anayasa, Medeni Kanun, uluslararası sözleşmeler… Bunların tamamının üzerinde, İzmir Barosu’nun kendi “kanunu” varmış da bizim haberimiz yokmuş. Hatta öyle ki, İslâm’ın hükümlerini Müslümanlara tebliğ etmekle görevli Diyanet İşleri Başkanlığı’nı bile “azarlama” yetkisini kendinde görmüş.

Diyanet, Allah’ın hükümlerini anlatmış. Bunda şaşılacak ne var? İmam hutbede Medeni Kanun’u değil, Kur’an’ı okur. Bunu bilmeyecek kadar “hukuk ve din cahili” olanların, koca bir kurumu tehdit etmesi trajikomiktir.

Asıl mesele şudur: İzmir Barosu, dini inançlara karşı duyduğu ideolojik alerjiyi, kadın hakları maskesiyle gizlemeye çalışmaktadır. Fakat unuttukları şey, milletin vicdanında Diyanet’in yeri vardır; İzmir Barosu’nun tehdidinin ise hiçbir kıymeti yoktur.

İzmir Barosu bir meslek örgütüdür. Kendisinden, meslektaşlarının haklarını koruması, bu konuda çözüm üretmesi beklenir. Kendini farklı yerlerde konumlandırıp, rolünü büyütmeye çalışması onu halkın gözünde sadece küçültür, komik duruma düşürür.

Velhasıl; Diyanet’in hutbesini beğenmeyenler, gidip kendi kürsülerinde konuşsunlar. Ama “Allah’ın hükmünü tebliğ ettiği için” Diyanet’i tehdit etmeye kalkmak, Baro’nun haddine değildir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.