Sobamız ve Lambamız Güneş

Abdulvahap Yiğit

Halk arasında şöyle bir söz vardır: Nereden geliyor bu değirmenin suyu? Bu sözü güneş için uyarlayacak olursak, şöyle bir soru karşımıza çıkmaktadır: Nereden geliyor bu güneşin enerjisi?

Gökyüzünde ve uzay boşluğunda yer alan sonsuz tevhid delillerinden birisi ve en parlağı da şüphesiz güneştir. Güneş yeryüzündeki hayatın kaynağıdır. Birçok yönü ile tevhid delili olmakla birlikte, özellikle bitmek tükenmek bilmeyen enerji kaynağı olması yönüyle dikkat çekmektedir. Kur’an-ı Kerim’de bununla ilgili çok sayıda ayet bulunmaktadır.

“Onlar için bir başka delil olan güneş, kendine ait yörüngesinde belli bir kanuna göre akıp gider. İşte bu, kudreti dâimâ üstün gelen ve her şeyi en iyi bilen Allah’ın takdiridir.” Yasin/38.

“O gökler içinde ayı yansıyan bir nûr, güneşi de bir ışık kaynağı yapmış.” Nuh/16

Bediüzzaman Said Nursi güneşin tevhid delili olması yönüne şöyle dikkat çekmektedir:

“Okuduğunuz kozmoğrafyanın dediğine göre, küre-i arzdan bir milyon defadan ziyade büyük ve bir milyon seneden ziyade yaşayan ve bir misafirhane-i Rahmâniyede bir lâmba ve soba olan güneşimizin yanmasının devamı için, her gün küre-i arzın denizleri kadar gazyağı ve dağları kadar kömür veya bin arz kadar odun yığınları lâzımdır ki sönmesin. Ve onu ve onun gibi ulvî yıldızları gazyağsız, odunsuz, kömürsüz yandıran ve söndürmeyen ve beraber ve çabuk gezdiren ve birbirine çarptırmayan bir nihayetsiz kudreti ve saltanatı, ışık parmaklarıyla gösteren bu kâinat şehr-i muhteşemindeki dünya sarayının elektrik lâmbaları ve idareleri ne derece o misâlden daha büyük, daha mükemmeldir” Asa-yı Musa, 6. Mesele.

Peki güneş ve yıldızların enerji kaynağı nedir? Müspet ilimler dediğimiz bugünün bilgileriyle konuyu açıklayacak olursak, güneşin enerjisi “Füzyon” denilen nükleer enerji dönüşümü ile ortaya çıkmaktadır. Nükleer enerji klasik yanma reaksiyonlarından farklı olarak bir çekirdek reaksiyonudur. Bilinen iki türlü çekirdek reaksiyonu vardır. Bunlar “Fisyon” ve “Füzyon” olarak adlandırılır ve temelde maddenin enerjiye dönüşümü olarak bilinir. Bu dönüşüm ile ortaya çıkan enerji miktarı ise Einstein’in meşhur E = m x c2 formülü ile hesaplanır. Bu formülde m kütle ve c ise boşluktaki ışık hızıdır(108 m/s). Bu formüle göre, 1 kg kütleyi enerjiye dönüştürdüğümüzde ortaya çıkan enerji şu şekildedir:

E= 1 x 1016 = 1016 kJ

Bu enerji 50 milyar ton suyun sıcaklığını 47.8 santigrat derece yükseltecek bir enerjidir.

Bir gaz bulutundan oluşan güneşin merkezinde bir saniyede yaklaşık 564 ton hidrojen 560 milyon ton helyuma dönüşmektedir. Güneş'te meydana gelen çekirdek tepkimeleri ile her saniye yaklaşık dört milyon ton kütle enerjiye dönüşür. Bu devasa enerji uzaya yayılır ve bu enerjinin bir kısmı da dünya ve diğer gezegenlere ulaşır. Dünyaya güneşten yaklaşık 170 milyar MW ışınım enerjisi gelmektedir. Güneşin ürettiği toplam enerji göz önüne alındığında, bu küçük bir kısmıdır. Ancak bu miktar, dünyada insanoğlunun kullandığı enerjinin 15-16 bin katı kadardır. Dünya atmosferinin üst tarafında yapılan ölçümlerde Güneş’ten gelen enerjinin (1 saniyedeki enerji miktarı) metrekare başına 1400 Watt olduğu bulunmuştur. (Kabaca 1 metrekarelik alana 100 Wattlık 14 ampül düşüyor). Bunun yaklaşık yarısının yeryüzüne ulaştığı hesaplanmaktadır. Bunun sebebi ise atmosferde yansıma ve yutulmalardır. Dolayısıyla yeryüzüne ulaşan miktar ise mevsimlere ve bölgelere göre değişmektedir. Güneş enerjisinin en önemli dezavantajı da değişken olmasıdır. Gece hiç yoktur, gündüz ise hava şartlarına bağlı olarak değişir. Buna rağmen, yeryüzüne ulaşan güneş enerjisi yenilenebilir enerji kaynakları içinde en önemlisi olarak tanımlanır. Bu enerjiden giderek artan miktarlarda faydalanılmaktadır. Isıl enerjisi olarak başta su ısıtmada kullanılmaktadır. Diğer taraftan güneş pilleri(hücreleri) denilen sistemlerle önemli miktarda elektrik enerjisi üretilmektedir. Ülkemizde Karapınar’da kurulan güneş santrali ile elektrik üretilmeye başlanmıştır ve 2022 sonunda 1350 MW elektrik enerjisi üretilmesi planlanmıştır. Karşılaştırma için bir örnek verilecek olursa, kömür ile çalışan Orhaneli termik santralinin 6 katı elektrik üretilmesi planlanmıştır. Türkiye’de güneş santrallerinin kurulu gücü şu anda 8.5 MW civarındadır. Bu gücün 2023 yılında 12 GW ve 2030 yılında 40 GW olması beklenmektedir. Avrupa’da en fazla güneş alan ülkemiz için bu miktarların düşük olduğu söylenebilir. Hollanda’da bu değerin 10.2 MW civarında olduğu düşünüldüğünde ülkemizin bu konuda biraz geride kaldığını görmekteyiz.

Nükleer enerjinin bir diğer şekli olan “Fisyon” denilen enerji, büyük kütle numaralı bir atomun parçalanması ile başlatılan nükleer zincir reaksiyonları ile ortaya çıkmaktadır. Bu maddeye örnek olarak, en çok kullanılan, zenginleştirilmiş uranyum elementi verilebilir. Fisyon reaksiyonlarında, Bu zincirleme nükleer reaksiyonlar başlatıldıktan sonra kontrol edilmezse, atom bombası olur, kontrol edilirse nükleer elektrik santrali olur.

“Füzyon” enerjisi ile elektrik üretim santrali geliştirilmesi için çalışmalar ise devam etmektedir. Bilim insanları karbon bazlı enerjiyi tarihe karıştırabilecek nükleer füzyon teknolojisi alanında büyük bir atılım yaptılar. Oxford'daki Ortak Avrupa Torus (JET) projesinde çalışan ekip, nükleer füzyon yoluyla 59 megajul enerji üretmeyi başardı. Ancak bu tür sistemler şu anda laboratuvar ölçekli sistemlerdir.

Dünyanın sobası ve lambasının enerji kaynağını ilk yaratılışta yerleştiren Yüce Yaratıcının, biz insanlar için bu dünyayı bir beşik gibi hazırladığını iman gözü ile görenler ne mutlu…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.