Güney Amerika Nur Talebelerinin Mektubu
Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuhu
Türkiye'deki ve dünyanın muhtelif yerlerindeki bütün nur talebesi abi ve kardeşlerimize, dünyanın öbür ucu diyebileceğimiz Güney Amerika’dan binler selam ediyoruz.
Cenab-ı Allah’a binler hamdü senalar olsun ki, Üstadımızın duasının kabulü ve tezahürüne şahit olduğumuz, 2011 senesinde ilk tohumları atılan ve her geçen gün yeşeren ve kökleşen nurların intişarını kemal-i sürur ile müşahede ediyoruz.
İnşallah halis bir niyet ile, bilhassa üstadımızın vekil talebeleri ağabeylerin ve umum cemaatimizin duası alınarak Kur’an ve iman hizmeti için yola çıkıldığında, Allah’ın da inayeti ile nasıl kapılar açıldığını bizzat görüyoruz.
Zira Üstadımızın “Ben bunları bütün dünyaya okutturacağım!” dediği Risale-i Nur Külliyatının ekser eserleri, beş yüz kırk milyondan fazla kişinin konuştuğu İspanyolca ve iki yüz doksan milyon kişinin konuştuğu Portekizce lisanına çevrilmiş, Arjantin, Brezilya, Şili, Peru, Bolivya, Kolombiya, Ekvador’dan ta Panama, Kosta Rika, Küba, Meksika’ya kadar Risale-i Nurlar ulaşmış, nur medreseleri açılmış, binlerce insan nurları okuyup müslüman olmuş ve her geçen gün de olmaya devam ediyor.
Peru’nun dağlarında elektriği bile olmayan bir köydeki gencin sorularına cevap veriyor, Arjantin’de felsefe okumaktan kalbi, ruhu kararanları nurlandırıyor, hasbelkader müslüman olan on binlerce insanın ise imanını inkişaf ettiriyor. Üstadımızın ifadesi ile “ehl-i imanın imanını kurtarıyor.”
Zira dünyevi imtihanların ağırlığından -Allah korusun- imanını kaybetmek derecesine gelen, ve bir gece sabaha kadar “Allah’ım ne olur bana bir yol, bir nur göster” diye ağlayarak dua eden Katamarkalı Hatice abla aradığı “Nur”u bulduktan sonra şöyle demişti; “Gracias a ustedes por devolver mi fe” “Benim imanımın geri gelmesine vesile olduğunuz için size teşekkür ederim.”
Risale-i Nur’dan bir ders okuduktan sonra “Bütün dualarım bir günde kabul oldu” diyenlerden, “Bu eserler yüz sene önce yazılmış, şimdiye kadar neredeydiniz” diyenlere kadar nurlara muhatap olan herkes, aslında zulmetten nura, bataklıktan selamete çıkmanın manevi huzurunu yaşıyor.
“Peygamberimiz (sav) neslinden birisinin gelmesi ve bize dinimizi anlatması çok güzel olurdu, onu bekliyoruz.”
“Biz kör gibiydik. Risale-i Nur ile görmeye başladık. Fakat her bir kelimesi nur ve hikmet olan ve bir anda karşımıza çıkan Risale-i Nur, adeta bir projektör gibi gözlerimizi kamaştırdı. Biz şimdi onu okudukça daha iyi görüp, daha iyi anlayacağız.”
“Çölde susuz kalmış gibi bir vaziyetteydik, şimdi Risale-i Nur’u okuyarak susuzluğumuzu gideriyoruz.”
“Ben aradığımı bu standda buldum, daha fuarın geri kalanını gezmeme lüzum kalmadı.”
“Şu an otobüste Sözleri okuyorum. Anladım ki haklıymışsınız, çünkü dediğiniz gibi bu hakikatlere çok ihtiyacım varmış, şimdi daha fazla risale almadığım için gerçekten pişmanım.”
“Bizim bu hakikatleri Arjantin'e ve bütün dünyaya anlatmamız lazım.”
“Ruhen ve kalben sıkıldığım zamanlarda Asa-yı Musa’yı okuyorum ve ruh halim birden iyileşiyor”
“İnsanlığı değiştirebilecek kıymette bir kitap olan Asa-yı Musa, külliyatın tamamını okumaya sevketmek için güzel bir mukaddeme olarak düzenlenmiş. Özellikle yazım tarzı, mukayeseler, misaller ve örnekler onu herkesin okuyabilmesini ve anlamasını sağlıyor. Yani, kesinlikle külliyatın tamamını okumak, Kur’an-ı Kerim gibi derin bir kitabı anlamaya yardımcı olur.”
Bu sözlerden ilk baştakiler müslümanlara, sondakiler ise gayr-i müslim olup, fuarlar vesilesi ile tanıştığımız ve nurlara muhatap Latin olan Amerikalılara ait. Liste daha uzar gider, fakat vaktinizi almamak için kısa kesiyoruz.
Bütün bu işittiğimiz sözlerden şunu anlıyoruz ki, biz eğer sadece mikrofon olursak, yani kendi anladığımızdan ziyade Üstadımızın sözlerine hem halen hem de kalen ayna olabilirsek, imansızlıktan yorgun, bitap düşen bu biçare insanları nurlarla baş başa bırakabilirsek, yani Kur’an-ı Kerimin bu asrın anlayışına bir dersi olan bu “Sözler”i okuyup, okutup dersini bizzat Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinden almalarına vesile olabilirsek, o nisbette hizmet inkişaf ediyor, o nisbette istifade artıyor.
Çok defalar duyduğumuz, latin amerikalıların kendi ifadeleri ile “Bu sözler kalbe, ruha kadar ulaşıyor.”
Zira iki seneden fazla süregelen, istisnasız her gün istikrar ile devam eden internet üzerinden okunan derslerde iki saate yakın Şili, Ekavador, Kolombiya, Kosta Rika ve hatta Kuba gibi bir çok Latin Amerika ülkesinden yaklaşık yüz kişi dönerli olarak İspanyolca Nur Risalelerini okuyorlar.
Kolombiya’nın bir şehrinden bu derslere katılan on beş yaşlarında bir kardeşimiz diyor ki -bulunduğu şehirde en küçük müslüman olmasına rağmen- “buradaki müslümanlar bir mesele olduğunda bana soruyorlar.”
Bu hal bize Üstadımızın şu sözlerini hatırlattı.
"Eski Said'in, on beş yaşında iken medrese usulünce on beş senede okunan ilmi, on beş haftada okumaya inâyet-i İlâhiye ile muvaffak olması gibi, rahmet-i Rabbâniye ile, Risale-i Nur dahi, ilm-i hakikatte ve imaniyede on beş seneye mukabil, bu medresesiz zamanda on beş hafta kâfi geldiğini, bu on beş senede belki on beş bin adam kendi tecrübeleriyle tasdik ediyorlar."
"Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan, bu zamanın mühim, hakikatli bir âlimi olabilir."
Evet Üstadımızın "Nur talebeleri, aynen, âli bir medresenin ve bir üniversite darülfünununun talebeleri gibi, ilmî muhabere vasıtasıyla ders alıyorlar. Büyük bir vilâyet bir medrese hükmüne geçer. Birbirini görmedikleri, tanımadıkları ve uzak oldukları halde birbirine ders veriyorlar ve beraber ders okuyorlar." dediği gibi şimdi umum Güney Amerika, Şili’den Meksika’ya, Peru’dan Kolombiya’ya bir medrese olmuş bizzat Üstadımız’dan dersini alıyor.
Bu vesile ile dört defa Güney Amerika’ya gelen Üstadımızın evlad-ı manevisi ve talebesi Hüsnü Ağabeyimizin 2014’te ilk seyahatinde Peru’da ifade ettiği sözlerini hatırlatmak isteriz.
“Üstadımızın Amerika ile verdiği müjdeler Allahu alem Güney Amerika’ya bakıyor.” Başka bir seyahatinde de demişti ki; “Üstadımız bizimle beraber seyahat ediyor, ezan okuyor ve Güney Amerika’yı islama davet ediyor.”
Evet biz de “sadakte” diyoruz, yaşıyoruz ve görüyoruz ki hususan bu son aylarda, Latin halkı bu davete icabet ediyor, islamiyete iltihak ediyor. Şimdi yüzler ve binler olan bu rakamlar belki de istikbalde -inşallah- yüzbinler ve milyonların müjdesini veriyor.
Rabbim o günleri görmeyi, Güney Amerika'nın her ülkesinin her şehrinde nur medreseleri açılmasını nasip ve müyesser eylesin, amin…
Bir parça selam, bir parça kelam edelim, bedenen orada olmasak da manen ve ruhen orada beraber olduğumuzu hissettiğimiz Türkiye’deki abi ve kardeşlerimizle bir hasb-ı hal olsun, hem de duaya vesile olması niyetiyle bir sayfa kadar bir havadis-i nuriye gönderelim diye niyet ettik fakat yine uzun yazdık. Hakkınızı helal ediniz.
Fakat bütün bir kıtanın selamı nevinden kabul edip, mazur görünüz. Bizler biliyoruz ki “Birimiz şarkta, birimiz garpta, birimiz cenupta, birimiz şimalde, birimiz âhirette, birimiz dünyada olsak, biz yine birbirimizle beraberiz.” Ve diyoruz ki bu manevi beraberliğin neticesi olarak çok muhtaç olduğumuz müstecab dualarınızı bekliyoruz.
“Rabbim hepimizi, ahir ömrümüze kadar Allah’ın rızası dairesinde, Efendimizin (sav) sünnetine uygun tarzda, bilhassa üstadımızın hizmetkarı ve vekili ağabeylerimizin tatbik ederek hüsn-ü misal olduğu lahikalardaki düsturlara uygun olarak ihlas, sadakat ve istikamet üzere bu iman ve kuran hizmetinde hadim eylesin, bizleri bu yolda daim ve kaim kılsın, yolundan ayırmasın” diyerek dua ediyor, tekrar hürmet ve muhabbetle selam ediyoruz….
Güney Amerika Nur talebeleri
29.05.2022