Peygamberimiz (sav) zengin ve güzellere nasıl bakılması gerektiğini söylemiş

Allah her insanı rızık bakımından ve görünüş bakımından farklı farklı seviyelerde yaratmıştır. Haliyle bu seviyeler arasında nispeten fakirlik ve güzellik seviyesi de değişir. Peygamberimiz (sav) zengin ve güzellere nasıl bakılması gerektiğini söylemiş…

Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya

Biriniz mal ve yaratılış bakımından kendisinden daha üstün kılınmış kimseleri gördüğünde, hemen kendisinden daha aşağı olanlara baksın.

(Tirmizi, Kıyame:58;İbn-i Mace, Zühd:9; Müsned,2:254,482; Camiüssağir.I.s.254.)

Allah her insanı rızık bakımından ve görünüş bakımından farklı farklı yaratmıştır. Hiçbirimiz nasıl bir surette olacağımızı önceden belirleme imkanına sahip değiliz. Rızkımızın ne olacağını da tahmin edemeyiz. Toplumda suret olarak bizden daha güzel, ya da daha yakışıklı gördüğümüz insanlarla karşılaşabiliriz. Bu bizi asla olumsuz bir duygu içine sürüklememeli.

Çünkü bizden daha güzel insanlar olabileceği gibi, daha güzel olmayan kimseler de vardır. Ve biz bunlarla iç içe yaşıyoruz. Bu durumda hemen yaratılış bakımından bizden daha güzel olmayan insanları hatırlamalıyız. Biz birilerinden daha güzel ve yakışıklıyız diye asla övünmemeliyiz. Bizden daha güzelleri var diye de bir aşağılık kompleksine kapılmamalıyız.

Allah’ı bizi yarattığı şekilden, suretten, görünüşten memnun olmalı, zihnimizi kendi zatımızın üzerine değil, ahlakı güzelleştirme üzerine yoğunlaştırmalıyız. Çünkü güzellik ya da yakışıklılık denen şey, en küçük bir kazayla değişebilecek bir durumdur. Nitekim yıllar önce otogarda kaza geçirmiş bir bayanın yüzünü gördüm. Çok korkunç gözüküyordu. O halde güzellik değişebilir. Ama güzel ahlak ve güzel huy daimidir. İman güzelliği daimidir. İnsan dış güzelliğine fazla yoğunlaşmamalı. Temizliğine riayet etmeli ama bütün vaktini dış güzelliğiyle meşgul olarak geçirmemeli. Bu yanlıştır. O halde daha güzel ya da yakışıklı insanları gördüğümüzde “bunlar da geçicidir” deyip nazarımızı daha güzel olmayan insanlara çevirmeli ve Allah’ın bize verdiği surete şükretmeliyiz.

Aynı durum mal için de geçerlidir. Ne kadar kaçınırsak kaçınalım, bizden daha varlıklı insanlarla toplumda karşılaşıyoruz. Peygamberimizin ve Hazret-i Ali’nin öğüdü, zenginliklerle değil, fakirlerle düşüp kalkmamızdır. Bunu bir prensip haline getirmeye çalışmalıyız. Bizden daha çok varlıklı insanlarla karşılaştığımızda, hemen daha fakir olan komşularımızı, akrabalarımızı düşünmeli ve onun varlığına tamah etmemeliyiz. “Neden benim de böyle imkanlarım yok” gibi düşüncelerle kaderi tenkit etmeye kalkışmamalıyız. Ama “Ya Rabbi sen bana da hayırlı ve geniş rızıklar ihsan eyle. Bu kardeşimizin de varlığını hayır yolunda kullanmasını sağla.” diye dua etmemize hiçbir engel yoktur.

Diğer taraftan Yüce Allah’ın her insanı farklı şekillerde imtihan ettiği de unutulmamalı. Kimimizi zenginlikle, kimimizi fakirlikle, bir kısmımızı güzellikle, bir kısmımızı da daha az güzel olmakla imtihan ediyor. Kısmetimize razı olursak, rahat ederiz.

www.muhabbetmedya.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KUR’AN-I KERİM Haberleri